Keşke Mersin için de 15 yılda söyleyecek bir şeyimiz olsaydı.
Yaklaşık 6 yıldır sürekli yazdığım kent mektuplarında Mersin’in sorunlarını ortaya koydum, çözümler önerdim, kişileri kimi zaman eleştirdim, kimi zaman övdüm.
Özellikle son zamanlarda yerel seçimler dolayısıyla Belediye Başkan Adaylarını inceliyorum ve eleştiriyorum.
Tarsus Belediyesi’nin bir önceki Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff’u Tarsus’a davet ederek Hemşerilik Beratı vermesi olayı beni oldukça etkiledi.
Son zamanlarda icraatları ile eleştirdiğim Belediyelerin biraz da olumlu yönlerini göreyim diye kendimi şartlandırdım ve Özcan’la Kocamaz’ı, icraatlarını ve ülke çapında yaptıkları en önemli çalışmalarını ele almak istedim.
Önce yaşadığım Mersin’in Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan’ı ele alalım;
Maalesef kendimi ne kadar zorlasam da çevre, evrensellik, insanlık, kent, ülke adına yapılan büyük ses getirecek bir hizmet bulamadım.
Kentin önemli bir kaynağının aktarıldığı Aquaparkı,
Doğal sahilinin yok edilip, dolgu ile yapılan yapay sahille Mersin’le denizin arasının kapatıldığını,
Tüm tarım arazilerinin ve narenciye bahçelerinin yok edilip beton binalarla kaplanan Kuzey Mersin’i,
Dolgu alanı üzerine yapılan yetersiz, amaç dışı kullanılan Kongre Merkezi denilen binayı,
Palmiyeler kenti Mersin’e dikilen yapay elektrikli palmiye ağaçlarını,
Deniz kıyısına yapılan susuz havuzları
düşündüm…….. keşke bir şeyler bulabilseydim.
Gelelim Burhanettin Kocamaz’a;
Tarsus’ta yaptığı küçük büyük, önemli önemsiz, doğru yanlış yaptığı bir çok şey vardır. Beğeniriz, beğenmeyiz, eleştiririz, eleştirmeyiz.
Ama ülke çapında ses getiren iki icraatı vardır ki bunlar gerçekten çok önemlidir.
Birincisi Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sahip çıkamadığı Nusret Mayın Gemisini Tarsus’a getirerek bir müze haline getirmesi.
Yani deniz kentinin deniz aracını denizden alıp kara kentine getirip, karaya yerleştirmesi ki, bu hiç de basit bir olay değil, göründüğünden çok daha fazla derinlikte bir anlamı var.
İkincisi ise, 2010 yılında Cumhurbaşkanı olarak Tarsus’u ziyaret eden Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un Tarsus’a davet edilerek Tarsus Fahri Hemşerilik Beratı verilmesi.
Bu törene ben de katıldım. 2010 da kendisi ile tanıştığım Wulff ile tekrar sohbet etme fırsatım oldu. "Daha önce Papa ile birlikte Tarsus’a gelinmesini önermiştim. Görevde kalsaydım bunu gerçekleştirecektim" dedi.
Christian Wulff Almanya’da Türk toplumuna gösterdiği özel ilgiyle ve Müslüman kesimle sürdürdüğü diyalogla tanınmaktadır.
Aşağı Saksonya Başbakanlığı görevindeyken bir Türk kızı olan Aygül Özkan’ı Bakan olarak atamıştır. Bu da Almanya’da bir ilktir.
Kendisine verilen bu Hemşerilik Beratı ile bundan sonra Türk toplumuna daha da yakın olacak, Türklerin haklarının savunulmasında katkı verecektir.
Tarsus’ta gerçekleşen bu iki uluslararası çapta başarı için Burhanettin Kocamaz’ı kutlamak gerek.
Keşke Mersin için de geçmiş 15 yıla dair söyleyecek bir şeylerimiz olsaydı.
Harun Arslan