Ne kadar güzel; çok mutluyuz…
Sanırım ” Kardeş Şehir”den kastedilen, beklenen şudur: İki şehir de karşılıklı olarak birbirlerine ekonomik ve kültürel yarar sağlayacak; iki kent arasında ticaret ilişkileri gelişecek ve karşılıklı yatırımlar yapılacak.
Peki bunca hevesle yaygınlaştırdığımız “Kardeş Şehir”lerle böyle bir sonuç alabildik mi?
Çok açık: Bu güne kadar Mersin’in maşallah hızla çoğalan kardeş şehirlerin bir tek amacı ve yararı oldu: Bu şehirlere bol bol karşılıklı turistik geziler yapıldı; içi boş nutuklar atıldı, hediyeler alınıp verildi.
Ve Mersin’de nur topu gibi bir “Resmi Gezi Sektörü” doğdu.
Belediye, MTSO elemanları ve Turizmcilerden oluşan gezi ekibi birbirleriyle işbirliği içerisinde fuar ve bilgilenme gezilerine bir de kardeş şehir gezilerini ilave ederek adeta yıllık mesailerini Mersin’den çok yurt dışında geçirdiler.
Ama haksızlık etmeyelim:
Cezerye götürdüler, cezeryeyi tanıttılar!
Kendi gezilerine karşılık buraya davet ettikleri misafirlere tantuni ikram ettiler!
Aferin; pek güzel.
Bu yüzlerce kardeş şehir, fuar ve bilgi görgü arttırma, inceleme gezileri Mersin’e kalıcı ne kazandırdı?
Cevap: Koca bir hiç!
Benim bildiğim, bu gezilerden dolayı Mersin’e bir tek turist gelmedi.
Bir tek kardeş şehirle bile en küçük ticari antlaşma yapılmadı; karşılıklı hiç bir yatırım gerçekleşmedi.
Şimdi bütün bu tecrübeleri unutmadan ve kentte tasarruf amaçlı adımlar atılıp usulsüzlüklere ve gereksiz harcamalara karşı çıkma dönemine girilmişken, bu saçma sapan geziler sorununun tekrar gündeme gelmesini engellemeliyiz.
Eğer bir kardeş şehir varsa ve buradan bir yarar sağlanacaksa, konu önceden ciddi olarak sorgulanmalıdır.
Bir kardeş şehrin ne yarar sağladığı ve gezinin ne faydası olacağı dürüstçe konuşulmalıdır.
Mesela, ilk olarak daha Belediyenin göreve başladığının ilk ayında yapılan Almanya Oberhausen “Kardeş Şehir” gezisinin ne yarar sağladığı açıklanmalıdır.
Yoksa bu alışkanlık, zaman ve para israfı geçtiğimiz dönemde olduğu gibi aynen sürecektir.
Akdeniz Oyunları öncesi İtalya’ya giden ve başarısızlıkla dönen 60 kişilik heyet, alışveriş resimleri, Belediye Başkanının Roma askeri kıyafetli resmi hâlâ hatırımızda.
Yine kentin neredeyse tüm yöneticilerinin ve çeşitli Başkanların iki hafta Berlin ve Miami Fuarlarına katıldıkları ve Akdeniz Oyunları Komitesi Başkanı’nın bu dönemde Mersin’e gelerek karşısında bir muhatap bulamadığı zamanı da unutmuyoruz.
Bu kadar uğraş ve masraf sonunda kardeş şehirlerden Mersin’e tek bir turist gelmemiş, büyük ümitler bağlanan kurvaziyer gemilerden de ancak birkaç yüz turist kente konuk olabilmiştir.
Şimdi yeni Büyükşehir Belediye yönetimi ve bu konuyu inceleyen komisyonlar, aslında bankamatikçilikten çok da farklı olmayan bu yurt dışı gezi israfına fırsat vermemelidir. Küçük bir gezi ile başlayan bu durum önü alınmaz deniz aşırı, uzun, harcırahlı, büyük masraflı gezilerin de önünü açacaktır.
Bundan önce defalarca Büyükşehir Belediyesi’ne, MTSO’ ya, Turizm Platformu’na gezilerin sayısı, katılımcıları, maliyeti ile ilgili sorduğumuz sorulara hiçbir yanıt alamadık. Bu da klasik faturalı, belgeli usulsüzlükler listesine eklenebilir.
Tarsus Belediyesi’nin de bu tür geziler sınırlı ölçüde yaptığını biliyorum. Ama Mersin’de ölçü çok aşılmıştır.
Bir turistik gezi sektörü haline gelecek bu tehlikeli gelişme, hemen ve derhal engellenmelidir; bir yarar sağlayacağı umulan sınırlı sayıda ziyaretler için de ciddi, sorumlu, ince ince hesaplanmış ölçüler konulmalıdır.
Öyle ya; Büyükşehir Belediyesi harcamalarında daha tutarlı, disiplinli, hakka ve hukuka özenli bir anlayış öne çıkmıştır; yurt dışı gezi savurganlığına da artık bir çeki düzen verilmelidir.