Süslü Sunum

Süslü Sunum

Zehir altın kapta törenle sunulur.

Günümüzün önemli sektörü ambalajcılık. Paketlemede renk, desen, tasarım, sunum, tazelik, koku, canlılık… ve daha bir çok şey var. Dışı parlak ve çok şık duranlar kutular genelde satılması zor olanı pazarı bulunmayan malzemeye yapılır. Satışı kolay olsun diye ambalaj kutusu parlak ve kaliteli olur. Kötü mal'a iyi ambalaj gerekir, içi görünsün istenmez. En çok reklamı kim yapıyorsa o ürüne talep olur. Reklamı olan mal'ın pazarı olmaz, kendine piyasa yapıyor demektir.

YouTube kanalına bakıyorum ilk karşıma çıkanlar reytingi fazla olan, genelde işin eğlencesinde, şaklabanlık yapanlar. Eğlenmeye, şarkı dinlemeye ve film seyretmeye yönlendiriliyoruz. Amaçları daha çok YouTube'da kalıp reklam almak. Burada youtube senin ödediğin ücret, senin zamanın. Bir şarkı üç beş milyon tıklanır, bir alim üç bin ancak seyrediyor. Cehennemin yolunu yaldızlı boyamışlar. Hangisi yararlı demeyeceğim, yönümüz belli. Uçuruma doğru gidiyoruz.

Yıllardır hep düşünürüm TV'lerde hep banka ve kart reklamı birinci sırada. Bir ülkenin ekonomisini belirleyen paradır. Parayı tutan banka, bankanın sahibi dış güçler. Şimdi yeniden düşünelim; ekonomiyi bozanla kredi vermek için çabalayan aynı kişi. Bana Alamut fedailerini hatırlattı. Bankalar ülkeyi karıştırıp ele geçirmek isteyen karanlık güçlerin elinde bulunuyor. Ülkeleri kontrol etmek çok zor değil, banka açın kredi dağıtın herkes kapında. Konuşunca herkes akıllı, icraat önemli.

Ekonomiyi düzeltmek için, faizi kaldırın, bankaları kapatın, Tv'nin fişini çek bir yılda işler düzelir. Şimdi herkes bana gülecek. Bende onlara derim; sizler hastalıkla ve sıkıntılarla yaşamasını öğrenmişsin sağlık sizin neyinize.

Sarımsağı gelin etmişler kırk gün kokusu çıkmamış derler. Soymak için elime aldım bir çok katman vardı gösterişli değildi. Koku çıkmasın diye sarıp sarmalanmış. Yapılan yanlışların kokusu çıkmasın diye acaba ne kadar sarmaladılar?

Meyve ve sebze öyle değil, albenili hazırlamış fakat biz yinede daha gösterişli olan organik olmayan, suni gübrelerle yetişmiş, genetiği oynanmış pembe, siyah domatesi alıyoruz. Tam kırmızı ilgimizi artık çekmiyor onuda oynadılar bozdular. Seralarda topraksız ortamda yetişen yabani frenk üzümü aşılı çeri salkım domates, hiç tadı yok. Suni bir hayat yaşayıp kendimizi hem kısırlaştırdık hem zehirledik.

Çizgi filmlerde normal adamlar yok, abuk subuk şekilde garabetleri görünce bizlerde pazardaki meyve ve sebzenin garabetini arar olduk. Her meyve kendine has bir ambalaj içerisinde sunuyor, rengarenk ve en güzel şekilde, biz anomali arıyoruz. Beynimize öyle işlendi.

Üzüm ayrı, elma ayrı, şeftali ayrı güzel ve hiç birbirine benzemeyecek sanat eseri kime anlatmaya çalışıyorum. .


 

Veysel Bozkurt


 

YORUM EKLE