Psikiyatri Uzmanı Dr. Sümer Öztanrıöver, geçmişimizde unutmak istediğimiz, hatırladığımızda canımızı hala acıtan travmaları beynimizden silmek isteyebileceğimizi ifade ederek, "Bu anılarımız beynimizde, vücudumuzda izlerini yıllar boyunca taşır ve günlük hayatımıza sızarak etkilerini doğrudan ya da dolaylı olarak gösterebilirler. Travmayı birinci elden yaşama ya da tanık olma bizi aynı derecede etkileyebilir. Örneğin küçükken ebeveynlerinden fiziksel şiddet gören bir çocuk kadar, kendisi şiddet görmese bile kardeşlerinin ya da annesinin şiddet görmesine tanık olması da onu aynı şekilde travmatize edebilir" dedi.
Başkalarını etkilemeyecek bir durumun bazı kişiler için travmatik olabileceğine dikkat çeken Öztanrıöver, bu yüzden olayın ne olduğundan çok nasıl algılandığının önem taşıdığını söyledi. Öztanrıöver, "Örneğin ilkokulda sınıfta bir soruyu yanlış yanıtladı diye arkadaşlarının gülmesi bir kişi için travmatik olurken, bir diğeri için çok önemsiz olabilir. Anne-baba ölümüne tanık olma, çocukluk çağı cinsel istismarı, geçirilen ciddi kazalar; belirgin zorlanmalara yol açabilir ve kişiler yaşadıkları sorunların sebebinin bu yaşam olayları olduğunu bilir. Ancak bazen küçükken yaşanılan ve unutulup giden bir ameliyat, hatta bazen denizde-havuzda şakalaşma ve suyun altında bir anlık nefessiz kalma deneyimi, erişkin yaşta kapalı yerlerde kalamamaya, panik bozukluğuna yol açabilir. Beden hafızası, duygu köprüsü yoluyla şartlar tamamen farklı olsa da aynı çaresizlik düşüncesini, duyguları, bedensel duyumları ortaya çıkarabilir" diye konuştu.
DEPRESYON VE ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE DE ETKİLİ
"Sil baştan beyni sıfırlama mümkün mü?" diyen Öztanrıöver, şöyle devam etti:
"İnsanlar genellikle travmatik olayı unutmak ve hiç hatırlamamak ister. Beynimiz olayı bilinç dışına iterek bunu zaten yapmaya çalışır. Ancak bunun için daha ağır bir bedel öder. Çünkü bilinç dışına itilen bir olay, tıpkı suyun altına itilen bir top gibi yukarı çıkmaya çalışır. Ne kadar derine itersek o kadar güçlü çıkmaya çalışacaktır. Direncimizi düşüren bir yaşam olayı olduğunda, hatta bazen koşuşturmamız bitip tam rahata kavuşacağımızda hızla yukarı fırlar. Depresyon, anksiyete bozuklukları veya psikosomatik hastalıklar yoluyla kendini görünür kılar. EMDR gibi terapi teknikleri, çift taraflı beyin uyarımı yoluyla travmatik olaylara duyarsızlaşmayı sağlayarak, beynin olayı yeniden işlemesine yardım eder. Olayın kişi için anlamı değişir. Kişi deneyimi hatırladığında daha önceden olayı yaşıyormuş gibi tepki verirken artık ondan uzaklaşmıştır. Yani olay etkisini yitirmiştir. Bu şekilde geçmişte yaşanan travmaların etkisinden tamamen kurtulmak mümkündür.”
Güncelleme Tarihi: 17 Ocak 2014, 12:18