Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sibel Menteşe, son 20 yıl içinde endüstrileşmiş ülkelerin çoğunda, okul çağındaki çocukların neredeyse
Menteşe, kapalı alan ya da iç ortam hava kalitesinin çevre hava kalitesi kadar önemli olduğunu söyledi.
Yapılan istatistiklere göre, insanların zamanlarının büyük bir bölümünü (yüzde 80'den fazla) ev,
Menteşe, kapalı ortamlarda sigara içilmesinin sınırlandırılmasıyla, sadece önemli bir iç hava kirleticisinin etkisinin azaltılmasının söz konusu olduğunu belirterek, ''Yaptığımız anket çalışmalarında genellikle insanlar yaşadıkları iç mekanlardaki havanın dışarıdaki havadan daha temiz ve kapalı ortamların kendi sağlıkları için daha güvenli
İç ortam hava kalitesinin kötü olduğu binalarda uzun süre vaktini geçiren kişilerde çeşitli semptomlar ve kirletici kaynağın yoğunluğuna bağlı olarak bazı hastalıkların gözlenebileceğini anlatan Menteşe, şu bilgileri verdi:
''Sağlık problemlerine neden olan bu binalara 'hasta bina' denilmektedir. Son 20 yıl içinde endüstrileşmiş ülkelerin çoğunda, okul çağındaki çocukların neredeyse yarısı astım ve alerjiye maruz kalıyor.
Evlerdeki yetersiz havalandırmanın, plastik malzemelerden kaynaklanan uçucu kimyasal türlerinin etkili olduğu ofis çalışanlarının da yüzde 20 ila yüzde 60'ında çalışma veriminde düşüklüğe neden olan 'hasta bina' sendromu semptomları (baş ağrısı, yorgunluk ve mukoz membran tahribatı gibi) görülmektedir. 'Hasta bina' sendromu, tek veya belirli bir kaynağı olmadığı için hastalık yerine sendrom olarak sınıflandırılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 'hasta bina' sendromu için tanımlanan duyusal reaksiyonlar, göz, burun ve boğazda tahribat, deri tahribatı, nörotoksik semptomlar, spesifik olmayan aşırı reaksiyonlar, koku ve tat şikayetleridir. İç ortam hava kalitesinin bozulması astım, kronik alerjik rinit ve hipersensitiv pnömani gibi tanı konulmuş çeşitli rahatsızlıklara da neden olabilmektedir.''
''Ortam
Yrd. Doç. Dr. Sibel Menteşe, kapalı alan hava kalitesinin ''iyi'' yada insanların konfor seviyelerine göre ''uygun'' olup olmadığını belirleyen birçok faktörün bulunduğunu bildirdi.
Bunda çevresel faktörlerden ortamın sıcaklığı, nem seviyesi,
Menteşe, temiz havanın, insan sağlığı açısından iyi bir kapalı alan hava kalitesine ulaşmada sağlanması gereken en önemli koşul olduğunu ifade ederek, ''Bir diğer önemli koşul ise kapalı ortamdaki kişi sayısıdır. Küçük bir alanda çok fazla kişinin sürekli aynı havayı teneffüs etmesi de eğer ortamda temiz hava akışına imkan verilemiyorsa, kapalı alan hava kalitesini olumsuz yönde etkileyecektir'' diye konuştu.
Hava kalitesini düşüren koşulların ortadan kaldırılmasının en pratik çözüm yolu olabileceğine işaret eden Menteşe, şu önerilerde bulundu:
''Örneğin eğer cam açarak havalandırma yapabileceğiniz bir ortamda zamanınızın büyük bir bölümünü geçiriyorsanız, havalandırma yaptığınız bu yerin trafikten veya belirgin bir endüstriyel kaynaktan uzak olması gerekir. Eğer böyle bir yerde yaşıyorsanız