ÖMÜRLÜK BİR RAMAZAN VE EBEDİ BAYRAM
İtikâf Ayı Ramazân-ı Şerif:
Virüs tehdidiyle evlerimize kapandığımız şu zamanları, Ramazân-ı Şerif'in mühim bir ihya vesilesi olan itikâf için fırsat bilmeliyiz.
Rasûlullah S.A.V Efendimiz'in ilk vahye mazhar olmadan evvel Hira Mağarası'nda inzivâ hâlinde yaşadığı tefekkür ibadetini, bizler de gücümüz nisbetinde evlerimizde tatbik edebiliriz. Hak dostlarının kalbi tekâmül için girdikleri, zaman zaman da sevenlerine tavsiye buyurdukları uzlet eğitiminden, çile çıkarma terbiyesinden bizler de gücümüz nisbetinde hissedâr olabiliriz.
Bu takdirde, bir zahmet gibi görünen evlere kapanma çilesi, Cenâb-ı Hakk'ın lûtfuyla müstesnâ bir rahmete dönüşmüş olur.
Nâfile itikâf için belli bir zaman şartı yoksa da ALLAH Rasûlü'nün mühim bir sünneti olan itikâfa daha ziyâde aşr-ı âhir denilen, Ramazân-ı Şerif'in son on gününde girilir. Nitekim Hz işe (r.a) Vâlidemiz;
Rasûlullah S.A.V Ramazân-ı Şerif'in son on gününde itikâf buyururlardı. demiştir. (Buhâri, itikâf, 6)
Dolayısıyla itikâf, Kadir gecesini tam bir ibadet vecdiyle ihyâ etmenin en güzel yollarından biridir. Efendimiz S.A.V; günahların bağışlanmasına, Cehennem'in uzaklaştırılmasına vesile olan itikâfa, ümmetini husûsen teşvik etmişlerdir.
Ramazân-ı Şerif ve Ömür Tefekkürü:
Ramazân-ı Şerif, ömür takvimi üzerinde derin bir tefekkür vesilesidir. Hastalıkların ve hattâ vefat haberlerinin gündemimizde sıkça yer aldığı bir zamandan geçiyoruz. Rasûlullah S.A.V Efendimiz, nefsâni taşkınlıkların ve gafletin bertarafı için ölümü sık sık tefekkür etmeyi tavsiye buyurmuşlardır. Bu tefekkürle gönüllerimizi ihyâ edebilirsek, bu da büyük bir mânevi kazanç olur inşALLAH.
İnsan, âhireti unuttuğu zaman dünyanın ve nefsinin esiri oluyor. Toplumlar, felâketini saâdet zannedecek kadar derin bir gaflet şaşkınlığına sürükleniyor.
İşte uhrevi manzarasıyla Ramazân-ı Şerif, sanki gaflet bataklığına saplanan dünyaya, yeniden silkelenip özüne dönmek ve temizlenmek için bir can simidi lûtfediyor. Oruç başta olmak üzere Ramazân-ı Şerif'in bütün irfan dersleri; insanın tefekkür melekelerini açıyor, kalbini inceltiyor, vicdânını canlandırıyor.
Rabbimiz'e tekrar hamdolsun ki bu senenin Ramazân-ı Şerif'ine mülâki olabildik. Lâkin gelecek senenin Ramazân-ı Şerif'ine erebilecek miyiz meçhul... Bu hakikatin verdiği ibret dolu mesajı ciddiye alalım. Ömrümüzün kalan kısmını, geçen kısmından daha hayırlı kılabilmek için, elimizden gelen hiçbir hayrı ertelemeyelim. Zira ecel senedinin vâdesi meçhul. Ve ömür nimeti bir defaya mahsus; ne tekrarı var ne de telâfisi...
Hepimiz bu fâni cihan mektebinin talebeleriyiz. Tahsilimiz, son nefesimizle sona erecek, iman ve amellerimizle toprağa gömüleceğiz. Kıyametten sonra ise asıl ve ebedi hayat başlayacak. Dünya mektebinin karnesi orada elimize verilecek: Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin kâfidir. (el-İsrâ, 14) buyrulacak.
Dolayısıyla ecel gelip çatmadan, tevbe edip sâlih ameller işlemekte acele etmeliyiz.
Ramazan-ı Şerifin bereketi sizlere uğrasın!
Allah kabul etsin.