Seçim sürecinin son haftasına girdik.
Son haftada iyice yükselen enerji ve yoğunlaşan konuşmalar esas olarak tarafları şöyle belirledi: Bir tarafta birçok eseri yapanlar ve yapılacak yeni yatırımları ve projeleri sunanlar var, karşıda ise yapılanları yıkacak ve durduracak olanlar...
“Yapmak” ya da” Yıkmak”.
Aslında Türkiye genelinde bu seçim döneminde gördüğümüz bu durumu biz Mersin’de 15 yıl yaşadık.
Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Üniversitesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası: Mersin’e yapılacak tüm yatırımlara ve projelere karşı çıktı, engelledi, geciktirdi, ya da kayıtsız ve seyirci kaldı.
Bu kurumların etkisindeki birçok STK da aynı davranış içerisinde bulundular.
Bu dönemde Mersin’de iki çeşit lobi oluştu. Birisi yapılanlara karşı çıkan, “Engelleyen Mersin Lobisi”: diğeri de kentin gelişmesine Seyirci Kalan Mersin Lobisi.
Bunlara karşı Mersin için kaygı duyan her kesimden insanlar tarafından kurulan bir Mersin Halk Lobisi’nin ise kentin gelişmesini istemeyenler tarafından içten dağılması sağlandı.
Mersin’in bu kara döneminin sonunda küçük rant hesabında olan, şantaj ve tehditle menfaat sağlamaya çalışan, kente yararlı kent dinamiklerini karalayıp, itibarsızlaştırmaya uğraşan, eski düzenin sürmesini isteyen, kentin projelerinin gerçekleşmesini istemeyen ve önemsizleştirmeye çalışan, siyasi görüş farklılıklarının aralarında sorun olmadığı bir karanlık kesim oluştu.
* * *
Gelin zayıf hafızamızı yoklayalım hem hatırlamak adına hem de artık unutmamak için bazı olayları burada tekrarlayalım.
*Havalimanı ilk açıklandığında Mersin’in ekonomi ile ilgili en önemli iki kent dinamiğinin karşı çıktı!
*Havalimanı’nın iptali için Danıştay’a dava açıldı!
*Gezi olaylarında bazı Mersin fahri konsolosları halkı direnişe çağırıp Avrupa Konseyi’nin Türkiye’ye el koyacağı sosyal medyada paylaştı!
*SEKA Tersane inşaatı projesinde Alman Heinrich Böll Vakfı Silifke’ye gelerek engellenmeyi organize etti!
*Alman Konrad Adeneauer Vakfı Türkiye ekonomisine katkı verecek yatırımlara karşı çıkan yerel gazetecilere Mersin’de ödül verdi!
*Green-Peace Örgütü temsilcileri adeta Mersin’e yerleşerek tüm yatırımlara karşı çıkan militan muhalefeti destekledi!
*Mersin Barosunun açtığı bir dava sonucu Balık Çiftlikleri Mersin’e kurulamayıp, yurt dışına gitti ve milyarlık bir yatırımı Mersin kaybetti!
*İhtisas Hastanesine ve yapılacak beş Anadolu lisesine Büyükşehir Belediyesi’nin yer göstermemesi üzerine bu tesisler Antalya ve Kayseri’ye yapıldı!
*Yüzlerce fabrika ve işletme yer gösterilememesinden dolayı Mersin’e yatırım yapamadı!
BUNLARI UNUTMAYALIM!
Kent kalkınmasına ve dolayısıyla da ülke ekonomisine doğrudan katkı verecek dev yatırımlar HESS’ler, Nükleer Santral, Havalimanı, Balık Çiftlikleri, Taşucu Tersanesi, Kültür Merkezi, 5 yıldızlı Oteller… ve daha birçokları.
Havalimanı’nın gecikmesi ile Kazanlı Turizm Projesi’ne de başlanamadı.
Havalimanı’nın tamamlanma aşamasına geldiğini gören turizmciler bu projeye başlıyorlar.
Kalkınma Bakanımızın uzun bir uğraşı sonunda bu projeye yatırımlarda devlet desteği Bakanlar Kurulu kararı ile gerçekleştirildi. 7500 yatak kapasiteli turizm yatırımları için faiz desteği, vergi indirim desteği, sigorta primi işveren desteği gibi konularda çeşitli teşvikler sağlandı. Şimdi buraya 4 milyar liralık bir yatırım yapılacak.
Türkiye bu yıl 40 milyon, komşu il Antalya 14.5 milyon turist bekliyor.
Daha zengin bir hazinenin üzerinde oturan Mersin ise turizmi 15 yıllık ihmaller ve engellemeler sonunda bugüne kadar yalnızca seyretti!
Kentin ekonomisine, halkımızın refah seviyesinin artmasına, istihdama katkı verilmesine yönelik onlarca proje gerçekleştirilemedi, geciktirildi.
On binlerce kişinin iş sahibi olması engellendi.
Şimdi o dönemin kent yöneticilerinin tamamının değiştiğini görüyoruz.
Büyük engellerle karşılaşılmaması, özellikle yatırımları destekleyen bir Büyükşehir Belediyesinin ve Üniversitesinin olması Mersin adına olumlu bir adım oldu.
Kalkınma Bakanımız Lütfi Elvan’ın ısrarlı takibi ve uğraşı sonunda Mersin’in yıllardır sürüncemede kalan, tamamlanamayan tüm projeleri birer birer tamamlanıyor, sona geliniyor.
Kendileri ısrarla tüm bu projeleri takip ediyor, kenti bilgilendiriyor, bilgileri paylaşıyor ve gerçekleşemeyecek hiçbir projenin sözünü vermiyor.
Önümüzdeki dönem, sona gelinen tüm projelerin gerçekleşmesi ve Mersin için refah, istihdam, ticaret, ekonomisinin artması yönünde önemli bir dönüm noktasıdır.
Şimdi “Yapanlarla Yıkanlar”… arasında bir tercih yapıp, geçmiş karanlık döneme geri dönme ya da Mersin’e gecikmiş altın çağını yaşatma zamanıdır.