* Ulusal basında Nükleer Meslek Lisesi kurulacağının yer alması üzerine, bunun en uygun yer olan Mersin’de yapılması için ilk destek Mezitli İlçe Başkanı İhsan Gültekin’den geldi.
İhsan Gültekin Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin Mersin’de olması nedeniyle Nükleer Meslek Lisesi’nin de Mersin’e yapılması gerektiğini, Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nde çalıştırmak üzere ciddi anlamda teknik personele ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Teknik personellerimizi kendimiz yetiştirerek, binlerce kişiyi istihdam etmiş olacağız; böylece Nükleer Meslek Lisesi ile birlikte kalifiye ara eleman ihtiyacı ortadan kalkmış olacaktır dedi.
* Hemen arkasından Mersin Girişimci İş Adamları Derneği (Mersin GİAD) Başkanı Mehmet Serkan İzol, Nükleer Meslek Lisesi’nin Mersin’de olması gerektiğini belirterek, bu okulun Mersin’e ciddi bir istihdam sağlayacağının altını çizdi. Devamla:
“Türkiye’nin en büyük Nükleer Enerji Santrali Mersin’de yer alıyor. Bu açıdan baktığımızda öğrencilerin daha rahat eğitim alabilmeleri için Mersin bu projeye en uygun şehirdir. Yetkililerin bu ayrıntıyı kesinlikle göz önünde bulundurmaları gerekiyor” dedi.
* Son olarak da Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Mersin Şube Başkanı Serdar Yıldızgörer, kurulacak olan Nükleer Meslek Lisesi’nin Mersin’de olması gerektiğini belirtti. Akkuyu’da çalıştırılmak üzere Teknik personel yetiştirmeyi amaçlayan Nükleer Meslek Lisesi’nin Mersin için önemini belirten Başkan Yıldızgörer, “Nükleer Meslek Lisesi’nin Mersin’de olması hem Mersin için, hem de eğitim alan öğrenciler için avantaj olacaktır ve binlerce kişinin istihdam edileceği bu proje, Mersin için de ciddi bir ekonomik kalkınma istihdam hamle olacaktır” dedi.
***
Ülkemiz ekonomisi ve gelişimi için hayatî önemdeki Nükleer Santral, Mersin’e sağlayacağı iş alanları açısından da büyük kıymet taşıyor. Konu artık uluslararası lobilerce kışkırtılan çağ dışı gerilimleri geride bırakmıştır; güvenlik ve işletme açısından kendi personellerimizin eğitilmesi süreci devam etmektedir. Kurulacak Nükleer Meslek Lisesi de bu anlamda Mersin için bir büyük imkândır. Konuyu en başında sahiplenen kent dinamiklerinin dikkati ve çabası, çok daha yaygın bir platformda desteklenmelidir. Bu meselenin her türlü kısır hesapların ötesinde, somut ve reel bir fayda bağlamında ele alınması gerekir.
Bu bağlamda, yukarda andığım her üç kent dinamiğine de Mersin yararına çabaları ve düşünceleri için teşekkürler. Umarım kentimizde daha fazla destek bulur ve bu önemli proje Mersin’de gerçekleşir.
***
Şimdi kısaca nükleer santralin ekonomik yönü ile ilgili geçmişte yaşananları ve Mersin’in nasıl bu konuda geri kaldığını kısaca hatırlayalım;
“* Basında “Ankara’ya nükleerden 8 milyar dolar gelecek” haberini okumuştuk.
Ankara’da organize sanayi bölgesine açılacak okulda nükleer tesislerde çalıştırılmak üzere 15 bin ara eleman yetiştirilecek…
Ayrıca nükleer santralde kullanılacak malzeme ve diğer ihtiyaçların Ankara bölgesinde hazırlanması planlanıyor.
Tüm bunlardan Ankara 8 milyar dolar kazanacak… Bu projeyi de Ankara Sanayi Odası organize ediyor…
* Bir süre önce Nükleer Santral Bürosu Müdürü beni arayarak bir üst düzey yetkilinin Rusya’dan geldiğini ve benimle görüşmek istediğini söyledi.
Tüm Mersin’den yalnızca bir düzine kişi ile görüşeceklerdi ve ikişer kişilik gruplar olarak randevu verilmişti.
Konu Mersinli firmaların nükleer santral inşaatında mal ve hizmet vermesi konusuydu.
Randevu yerine gittiğimde, benimle birlikte MTSO ile görüşeceklerini söylediler.
Geçen dönem MTSO’nun Başkanını ya da en azından bir yönetim kurulu üyesini beklerken, randevu saatine gecikmeyle bir MTSO çalışanı geldi.
Akkuyu ile ekonomik yönden çok yakından ilgilenen Adana, Ankara, İstanbul ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odaları’nı düşündüm. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın ilgisi, konuyu algılama ölçüsü, görüşmeye verdiği önem gerçekten üzücüydü.
***
Nükleer santrale karşı olabilirsiniz; ama bir gerçeği bilmek gerekir: Geri dönülmez bir yola girilmiştir. Ortada çok gerilerden beri devam eden bir devlet politikası vardır ve artık meselenin bu yanı tartışmaya kapanmıştır. Akkuyu Nükleer Santrali uluslararası antlaşmalar kapsamında yapılıyor ve inşaatı süratle ilerliyor.
Nükleer Santral konusunda sayısız yazı yazdım. Artık konunun tartışılma süreci çok geride kalmış olması gerekir; kaldı ki bu tartışmalar, güvenlik ve çevre koruma açısından yapıcı öneriler çerçevesinde değil, hemen her büyük devlet yatırımında olduğu üzere, İSTEMEZÜK! çığlıkları içinde boğulmuştur.
Gerçekleri görelim ve bu geri dönüşü olmayan değerli projenin kentimize ve insanlarımıza ne kazandıracağına bakalım.
20 milyar dolarlık Türkiye’nin en büyük yatırımı bölgemizdedir.
Mersin istihdam ve ekonomi alanında büyük katkı verecek bu projeye mutlaka, her zaman olduğu gibi kör bir çevreci anlayışla karşı çıkanlar olacaktır.
Elindeki zenginliklerden yeterince yararlanamayan Mersin sahip olduğu bu projenin de ekonomik getirisinden başka illerin yararlanmasına sebep olacaktır.
Bu yıllardır süren ve Mersin’in önünü tıkayan anlayış artık son bulur umarım.”
Evet; yakın geçmişte mesele bu boyutta tartışmalarla kamuoyunu meşgul etmişti. Fuzuli gerilimlerle, öfke nöbetleriyle, uluslararası nükleer lobilerinin kirli hesaplarına dayalı kör bir muhalefetle onca zaman insanlar meşgul edildi.
Artık önümüze bakalım; bu büyük devlet yatırımının ülkemiz için faydası tartışılmaz; ama Mersin için azami fayda nasıl sağlanabilir, doğacak ekonomik girdiden en büyük pay bu kentin insanlarına nasıl döner, bunu düşünelim ve gereğini yapalım. Aklın, sağduyunun ve çağdaş vizyonun gereği budur.