Özyılmaz, İslam Bilime Ters Olamaz

İSLAM BİLİM FELSEFESİ NASIL GELİŞTİRİLECEK

Özyılmaz, İslam Bilime Ters Olamaz

İslam Bilime Ters Olamaz

İslam bilimle ters değil, böyle düşünmek tersidir. İslam çok büyük bilginler, medeniyetler geliştirmiştir. Avrupalı, Endülüs üzerinden kendisini geliştirmiştir. İslam bilim felsefesi Sayın Hocamız Prof Dr Ömer ÖZYILMAZ'ın kaleminden nasıl geliştirmemiz gerektiği üzere yazısını paylaşıyoruz. Çıkarmamız gereken notlar var.

İSLAM BİLİM FELSEFESİ NASIL GELİŞTİRİLECEK

Prof. Dr. Ömer ÖZYILMAZ

Milli bir eğitim sistemi kurmak için gereken dünya görüşünü (eğitimin temel felsefesini), eğitim felsefesini ve insan felsefesini belirlemek bir milletin çalışarak yapabileceği bir iştir. Ancak epistemoloji böyle değildir. O, bir milletin değil, milletler topluluğunun ya da bir medeniyetin ortaklaşa ve birbirine destek olarak yapabileceği bir iştir. Burada bir milletin öncü olabileceğinden söz edebiliriz.

Değişim dönemlerinde, bilgi/bilimler, değişimi yönlendiren dünya görüşünün epistemolojisine göre ve o kimlikle üretilir, uygun olanlar da eğitim öğretime alınır. Ülkemiz ve milletimiz, gönül coğrafyamız ve insanlığın bugünü ve geleceği için ciddi bir değişim talebi ve eğitim programıyla hareket ediyoruz. Bu değişim hedefine odaklanmışız. Bunun için kendi dünya görüşümüze göre, bilimlerin üretilmesine, hem de bunun, dünya ile yarışacak ve insanlığa yeni ufuklar açabilecek düzeyde olmasına odaklanmalıyız. İşte bu yazımızda bunu nasıl yapabileceğimizi arz etmeğe çalışacağım. Bu çerçevede:

1- Millet olarak biz,

* Batı’nın bizi bizden koparıp ‘başkalaşmaya’ sevk eden, bizi kimliksiz bırakıp taklitçi ve kendisine uşak yapıp sömürülmeye hazır hale getiren bilim ve eğitiminden kurtulmak;

* Medeniyetimizin ve dünya görüşümüzün, eğitim ve bilimlere yönelik değerlerini ve parametrelerini esas alan ‘yeni bir eğitim felsefesi, insan felsefesi ve epistemoloji’ geliştirip;

* Kendi eğitim sistemimizi kurmak hususunda, ülkemizde bir bilinç ve bir kamuoyu oluşturmalıyız. Bu, çok çok önemlidir ve her şeyin başlangıcıdır. Maalesef henüz pek çok bilim insanımız dahi bu çok önemli konunun farkında değildir. O yüzden biz, herkesi bu konuyu tartışmaya davet ederek bu yazılara başladık. Hep beraber bu bilinci oluşturmalıyız.

2- Ülkemizde ve dünyanın değişik bölgelerinde, hayata bütünüyle İslami bir perspektiften bakıp, bütün plan ve projelerini ona göre düzenleyen Müslüman bilginler çoktur. Bunların özellikle teori ve pratik düzeyde İslam eğitimi, İslam bilimi ve Batı’daki karşılığı eğitim ve bilim üzerine yoğunlaşmış olanlarının, bir organizasyon altında bir araya getirilmeleri gerekir.

3- Ülkemizde ve gönül coğrafyamızda kamu ve özel sektörün de desteği alınarak, ilk etapta bu bilim insanları, Ülkemizde bir araya getirilip organize edilmeli, Milli eğitim sisteminin önemli bir parametresi olan bize ait bir epistemoloji, onun desteğinde yeni paradigma ve Onunla da İslam Bilimi ve Teknolojisinin geliştirilmesi çalışmaları başlatılmalıdır.

4- Önce bu bilim insanları tarafından, modern bilimin dayandığı temeller yeniden gözden geçirilmeli, olumlu ve olumsuz tarafları iyice incelenmeli; buna karşın İslam bilimi ve eğitiminin dayanacağı değerler, temeller ve kriterler İslam’ın özünden çıkarılarak açık ve net bir şekilde ortaya konulmalıdır.

5- İlahiyat fakülteleri başta olmak üzere (bunların 5-10 tanesi bu iş için ayrılarak), fen edebiyat fakültelerinin tarih ve edebiyat bölümleri ve arzu eden kişi ya da kuruluşlar, kültürümüzün özellikle bilim ve eğitim alanlarındaki birikimlerini, bugüne taşımalıdırlar. Bu çalışmaya diğer Müslüman milletler de katılmalıdır. Böylece sağlıklı bir şekilde kültürümüzü görme ve inceleme imkanını yakalamış oluruz.

6- Günümüz modern bilimleri yeniden ele alınıp incelenmeli ve onların üzerinde ciddi çalışmalar yapılarak yeniden değerlendirilmelidir.

Beşinci ve altıncı Maddelerdeki çalışmalar, bu alanların mütefekkirleri, bilim insanları ve uzmanlarından oluşturulacak bilim kurullarınca yürütülmelidir.

7- Bu kurullar ciddi ve planlı çalışmalar yaparak, her bilim dalında hem Batı’da üretilmiş bugünkü bilgileri hem de engin tarihimizde üretilmiş olan kadim bilgileri bir araya getirerek İslam biliminin ölçüleri çerçevesinde tabii bilimleri, mühendislik bilimleri, sağlık ve sosyal bilimler yeniden üretmeğe başlamalıdırlar.

8- Bu çalışmalarla bugünkü bilim dünyasını da aşacak şekilde onları yeniden üretmek, böylece Ülkemiz, diğer Müslüman halklar ve insanlığın ihtiyaçlarına cevap verecek yeni ve sağlıklı disiplinleri ortaya çıkarmak gerekir.

BÜTÜN BUNLAR, GÜNÜMÜZ MÜSLÜMANLARININ ÜZERİNE FARZDIR.

Böylece eğitim sistemimizin, 150 yıldan beri kanayan esas yaralarını yani temel sorunlarını, aynı zamanda, ‘Türkiye bağlamında’ çözümlerinin de en zor olanlarını ‘özgün olarak’ arz etmeğe çalıştım. Bunlar zor ama yapılamayacak işler değildir. Ancak muhakkak yapılması gereken işlerdir. Bunların hepsi, arz ettiğim şekilde yapılacak ciddi, bilimsel ve yorucu çalışmalarla çözümlenebilir, yeter ki, bu irade ortaya konulabilsin ve destek verilebilsin.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER