İçe yolculuk

Mantukul tayr 

Simurg Farsça bir kelimedir ve Zümrüd-ü Anka(batıda Feniks) olarakta bilinir. Bu kuş hayatının sonuna geldiğinde kendini ateşe verir ve küllerinden yeniden doğan mitolojik bir kuştur. Simurg’un Hikayesi bu kuş ile alakalı değildir. Simurg’un hikayesi bilgeliğe giden yolda, benliğe ulaşma içsel yolculuk hikayesidir. Na kadar yoldaki kuşlar kişileri ifade etsede ortada insan vardır. 

Size bu hikayeyi anlatmama izin verin.

Bütün kuşlar, Simurg’un bilgeliğine inanır ve Simurg’un onları kurtaracağını düşünür, onu bekler dururlarmış. Ancak hiçbiri onu görmemiş, bir süre sonra kuşlar umudu kesmişler. Ta ki bir gün kuşlardan biri uzak bir ülkede Simurg’un kanadından bir tüy bulana kadar. Onun var olduğuna inanan bütün kuşlar toplanmış ve Simurg’u bulup ondan yardım istemeye karar vermişler. Ancak Kaf Dağı’na ulaşmak için 7 dipsiz vadiyi geçmeleri gerekiyormuş. Bu 7 vadiyi geçmek öyle zormuş ki bir sürü kuş yolda kaybolmuş.

İstek Vadisi: Burada, birçok kuş her şeye sahip olabilmenin büyüsüne kapılıp kaybolmuş.

Aşk Vadisi: Burada, kuşların sisten ve güzelliklerine kapıldıkları kuğulardan, sülünlerden gözleri kör olmuş, birçok kayıp vermişler.

Cehalet Vadisi: Buradan geçerken bazı kuşlar hiçbir şeyi önemsememeye başlamış, önemsemedikçe düşünmemiş, düşünmedikçe unutmuşlar.

İnançsızlık Vadisi: Burada kuşlar Simurg’u bulamayacaklarını, yolda öleceklerini düşünmeye başlamış. O kadar yolu boşuna gittiklerini düşünen kuşlar, geri dönmüş.

Yalnızlık Vadisi: Bu vadiden geçerken kuşlar yalnızca kendini düşünmeye başlamış. Bazıları kendi başlarına hareket edip yönlerini kaybetmişler.

Dedikodu Vadisi: En arkadaki kuştan en öndekine doğru Simurg ile ilgili bir sürü dedikodu gelmiş en sonunda en öndekine Simurg’un toprak olduğu, gitmelerinin bir anlamı olmadığı söylenmiş. Bunu duyan birçok kuş doğru olup olmadığını hiç önemsemeden, yolundan vazgeçip geri dönmüş.

Ben Vadisi: Burada her kuş ayrı bir şey söylemeye başlamış, biri diğerinin kanadını beğenmemiş, diğeri her şeyi bildiğini iddia etmeye başlamış, yanlış yoldan gidildiği söylenmiş. Böylece vadiyi geçip “ben” düşüncesinden uzaklaşana kadar en öne geçmek için birbirlerini ezip durmuşlar.

Nihayet Kaf Dağı’na vardıklarında sadece 30 kuş kalmış. Bu zorlu vadileri aşmayı başaran 30 kuş yuvaya vardıklarında sırrı çözmüş: Farsça “si” otuz, “murg” ise kuş demekmiş. Yani, arayışı tamamlayan bu 30 kuş, aslında aradıkları şeyin ta kendisiymiş. Bilgeliğe giden yol, aslında kendilerine yaptıkları bir yolmuş.

Bu hikaye aslında bilgeliğe ulaşmak isteyen insanların, bu yolda başlarına gelebilecek zorluklardan bahsediyor. Canlı olan her şey geçicidir fakat bilgelik küllerinden yeniden doğar.

YORUM EKLE