Havaalanı sürecini kısaca anlatacağım. Geçmiş olaylar olduğu için kişi, kurum ve dernek adları vermeyeceğim.
Havaalanı konusunun ilk gündeme geldiği ve Yenice civarında yer arandığı günlere dönelim.
Yenice’ye yapılacak Havaalanı’na ilk karşı çıkanlar, Adana’ya daha yakın olmasına rağmen sırf Mersin rekabetinden dolayı Adanalılar oldu. Tarihsel Mersin rekabetinde Limanda, Çukurova Radyosunda, Opera ve Balede, Tiyatroda, Senfonide olduğu gibi Havaalanında da aynı engelleme çalışması yapıldı.
Başarılı olunamadı. Yenice civarında yer aranmaya başlandı. Sonunda bir yer tespit edildi.
Adanalılarla “Çukurova Havaalanı” adının da verilmesiyle bir mutabakata varılmış oldu.
Bu sefer Mersin’den itirazlar geldi.
MTSO salonunda yapılan toplantıyı dün gibi hatırlıyorum.
İlk karşı çıkan üç kişi bir Belediye Başkanı, bir Oda Başkanı ve bir Dernek Başkanı oldu.
Bir iş adamı dernek Başkanı buradaki verimli tarım arazilerinden dolayı karşı çıktı. Şu kadar mısır yada şu kadar başka bir ürün yetişeceği tezini ortaya atarak ne kadar sığ düşünüldüğünü ve bu Havaalanının tüm yörenin ürünlerine ve ülke ekonomisine ne kadar katkı sağlanacağının anlaşılamadığını gösterdi.
Başka bir meslek derneği daha da ileri giderek Danıştay’a dava açma derecesine kadar olayı götürdü.
Sonunda tüm bu karşı çıkma ve engellemeler başarılı olamadı ve ihale safhasına gelindi.
İhale yapıldı. Bir firma ihaleye girdi ve ihaleyi aldı.
Bu seferde bir kent turizm dinamiği neden tek firmanın ihaleye girdiğini sorgulayarak, bu firmanın bu inşaatı yapamayacağını iddia etti.
İnşaata başlamanın kredi temininden dolayı bir müddet gecikmesi yine aynı kesimler tarafından Havaalanının yapılamayacağı şeklinde eleştirileri gündeme getirdi.
Ama her şeye rağmen tüm sorunlar giderilerek Havaalanının temeli atıldı ve inşaatı başladı.
Ve Mersin’i geliştirecek her büyük projede olduğu gibi Mersin kent dinamikleri tarafından takip edilmedi, Havaalanı unutuldu, bir kısım tarafından da yavaş ilerlediği hatta hiç ilerlemediği iddia edildi.
Geçtiğimiz gün Mersin’den Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever ile birlikte bazı yetkililerin katıldığı Havaalanı inşaatına inceleme gezisinde inşaatın hızla devam ettiği, esas zor kısım olan temel ve taban betonlarının kış gelmeden döküldüğü görüldü. Şu anda bin kişilik bir ekiple çalışmalar sürdürülüyor. Yetkililerin açıklamasına göre inşaatın % 20 lik kısmı sürece uygun olarak tamamlanmış durumda ve çalışan sayısı dört bin kişiye kadar çıkarılacak ve inşaat 20 ayda tamamlanmış olacak. Hatta bu süreyi belki bir iki ay öne dahi çekebileceklerini düşünüyorlar.
Yukarıda saydığım hep Mersin’in bilerek yada bilmeyerek, isteyerek yada istemeyerek büyük projelerinde karşı çıkma alışkanlığında olan ve bu kentin gelişememezlik, durağanlık, geri kalmışlık özelliklerinde kalmasını sağlayan kentin son on yılının değişmeyen, değiştirilemeyen kent dinamikleri artık bir şeylerin değiştiğini Mersin’in bu yeni döneminde kentin yılların verdiği durağanlığının önünde duramayacaklarını bilmelerinin zamanı geldi sanırım.
Akdeniz Oyunları’nda olduğu gibi son güne kadar tesislerin tamamlanamayacağını iddia edenler, tanıtımda ve oyunların yapılmasında katkı vermeyenler bu sefer de Havaalanında hayal kırıklığına uğrayacaklar.
Bu Havaalanı Türkiye’nin en önemli Havaalanı olacak ve tüm bölgenin, komşu illerin ürünlerinin daha değerlenmesini ve bölgenin gelişmesini kalkınmasını sağlayacak, tüm bölgede refah seviyesinin artmasına, işsizliğin ortadan kalkmasına sebep olacak.
Mersinle Erdemli arasında sahildeki tüm narenciye bahçeleri kesilip beton siteler yapılırken, Adana Mersin arasındaki tarım alanlarına sanayi tesisleri kurulup, yüzlerce havaalanı kadar arazi heba olurken kayıtsız kalanların, tüm bölgeyi kalkındıracak bir havaalanına karşı çıkmalarının mantığını ve maksadını anladığımız zaman, Mersin’in geri kalmışlık şifrelerini de çözmüş olacağız.