Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı’nca Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen ‘Beşinci Geleneksel İftar Yemeği’ne katıldı. Yemeğe, Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, çok sayıda Bakan ve Ankara’daki yabancı misyon şefleri ile büyükelçiler katıldı. Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, “Biz Gazze’de sadece Müslümanların katledilemesine vurgu yapmadık. Biz her zaman Gazze’de, Kudüs’te Ramallah’ta, Trablusta diğer Filistin şehirlerinde insanın katledildiğini,insanla birlikte insanlığın değerlerinin katlediliğini savunduk ve savunuyoruz” dedi.
Arakan bölgesinde insanlar ve insanlığın katledildiğini belirten Erdoğan, Birleşmiş Milletleri göreve davet ettiğini ifade etti. “Bu daveti yapmaktan daha normal daha insani ne olabilir” diyen Erdoğan, burada bir avuç Müslümanın ne yazık ki buradaki ağırlıklı yönetim tarafından şu anda katledildiğini ve yakıldığını söyledi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunu seslendirmekten daha tabi ne olabilir. Bu bizim insani görevimiz. Bugün aynı şekilde Somali’de insanlar ölüyor. Bugün Afganistan’da Irak’ın şehirlerinde Suriye’de etnik kökenleri dinleri, dilleri, mezhepleri her ne olursa olsun insanlar katlediliyor. İnsanlık katlediliyor. Eğer, Filistin’de ölenler Müslüman deyip vicdanlarını rahatlatmaya çalışanlar varsa onlara diyorum ki ‘Hayır, Filistin’de insanlık katlediliyor’. Eğer, Somali’deki açlığa bakıp Afrikalılar ölüyor, varsın ölsünler diyerek vicdanlarını rahatlatarak bahane üretenler varsa onlara diyorum ki ‘Hayır Somali’de insanlık can çekişiyor. Eğer Suriye’ye bakıp, ‘Suriye’de diplomasi çarpışıyor, Suriye’de siyaset çarpışıyor, Suriye’de mezhepler çarpışıyor’ diyerek yüreklerini serinletenler varsa onlara diyorum ki ‘Hayır, Suriye’de insanlık topyekün katlediliyor.' ”
"TEPKİLERİMİZİ HİÇ KİMSE YANLIŞ ANLAMASIN HİÇ KİMSE FARKLI YERLERE ÇEKMESİN"
Erdoğan, Mart 2011’den bugüne 20 bine yakın insanın Suriye’de öldürüldüğünü hatırlatarak, şu anda 43 bin göçmenin Türkiye’de olduğunu anlattı. Erdoğan, “Göçmen olarak şu anda bizim misafirimiz. 50 bine yakın Lübnanlı ve 150 bine yakın Ürdünlü. Bütün bu insanlar acaba ne için çok sevdikleri topraklarından ülkelerinden kaçıyorlar. Bugün Suriye’de ölenler insandır, candır. Bugün Arakan’da ölenler insandır, candır.
Brüksel’de, Paris’te, Londra’da Washington’da yaşayanlar ne kadar insansa Şam’da Halep’te Humus’ta yaşayanlar Arakan’da Libya köyünde yaşayanlar da onlar kadar insandır. Yaşanan tüm bu insanlık dramlarına karşı sesini yükseltmek ve ortaya tepki koymak her insanın vicdani vazifesidir” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Türkiye olarak vicdanın sesine kulak verdiklerini ve tarafsız çıkar kaygısından uzak tamamen insaniyeti ortaya koyarak tepki ortaya koyduklarını ifade etti. Erdoğan, “Tepkilerimizi hiç kimse yanlış anlamasın hiç kimse de farklı yerlere çekmesin. Biz, Suriye ile geçtiğimiz yıl olayların başladığı güne kadar çok olumlu anlamlı karşılıklı fayda sağlayan bir ilişki kurduk” şeklinde konuştu.
Erdoğan, ikili ilişkilerde her zaman iki ülkenin ve halkların refahını gözettiklerini belirterek, “Suriye’nin uluslararası topluma entegre olabilmesi, Dünya’daki gelişmeleri izleyebilmesi, küresel refahtan pay alabilmesi için her türlü işbirliğini samimiyetle gerçekleştirdik. Kuzey Afrika’da başlayan hak hareketleriyle birlikte biz Suriye’ye dostça kardeşçe uyarılarımızı yaptık. Ancak bizim uyarılarımızın hiçbiri dikkate alınmadı. Bize ve uluslararası topluma verilen sözlerin hiçbirisi tutulmadı” diye konuştu.
"SURİYE ŞU ANDA ÇOK FARKLI BİR ŞİDDET SARMALININ İÇERİSİNDE"
Erdoğan, “Suriye şu anda çok farklı bir şiddet sarmalının içerisinde maalesef günlerini haftalarını yaşıyor. Şunu açık ve net söylüyorum son 48 saat içerisinde Suriye’de katledilenlerin sayısının 550 kişiyi geçtiği ifade ediliyor. Nasıl buna sessiz kalabiliriz. Nerede dünyanın barışı savunan egemen güçleri” dedi. Bunların yanında Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığına yönelik iddiaların da dillendirildiğini anlatan Erdoğan, gelinen aşamada Türkiye dahil uluslararası toplumun iyi niyetle desteklediği Annan Planı’nın mevcut haliyle Esad rejimin elinde bir istismar aracı haline geldiğini ifade etti. Yaşanan gelişmeler karşısında uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması gerektiğine işaret eden Erdoğan, “Cenevre ve Paris’te yapılan son toplantılarda ortaya çıkan anlayış doğrultusunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin gerekli adımları bir an önce atması artık bir zarurettir” dedi.
“Suriye’de bu kanlı rejim er ya da geç mutlaka gidecektir” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Nitekim son günlerde ortaya konan acımasız katliamlar Suriye’de rejimin yok olmaya giden ayak seslerini de tüm Dünya’ya ilan etmiştir. Biz, Suriye halkının zafere her zamankinden daha yakın olduğunu inanıyoruz. Ancak Suriye halkı zaferini ilan ederken bugüne kadar akan kan, o kanın akmasına destek verenlerin alnına bir leke olarak kazınacak ve oradan da hiç çıkmayacaktır” şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan,22 Haziran’da Doğu Akdeniz’de Suriye karasularının 13 mil açığında yani uluslararası hava sahasında silahsız olarak seyreden Türk uçağının Suriye tarafından düşürüldüğünü ifade etti. Erdoğan, uçağa hiçbir uyarının yapılmadığını uluslararası tahammüllere tamamen aykırı olarak düşmanca bir tavırla hedef alındığını söyledi. Erdoğan, “Her ülkenin hava sahası başka bir ülke uçakları tarafından zaman zaman kısa ihlal ediliyor. Bununla ilgili uyarılar yapılır ihlaller bildirilir. Ancak, bizim uçağımıza yönelik hiçbir uyarı yapılmamıştır. Kısa süreli bir ihlal olmasına rağmen uçağımız hasımhane bir tavırla düşürülmüştür. Türkiye, uluslararası hukuk çerçevesinde bu düşmanca tavır karşısında gereken tüm önlemleri almıştır” şeklinde konuştu. Erdoğan, benzeri bir hadisenin yaşanmasını engellemek amacıyla Türkiye’nin angajman kurallarını değiştirdiğini belirterek, Suriye rejiminin bu gelişmelerden ders almayıp düşmanca tavırlarını sürdürmesi halinde Türkiye’nin misliyle karşılık vermekten çekinmeyeceğine dikkati çekti.
Erdoğan, Türkiye'de güvenliği hedef alan teröre karşı tek bir geri adım atmadan mücadelenin devam edeceğini bildirerek "Türkiye bizim dönemimizde güvenlik ve demokrasi arasındaki dengeyi çok sağlıklı bir çizgiye yerleştirdi" dedi.
İftara katılan davetlilere ilk olarak hafız Mısırlı Dr. Ahmet Nuayna tarafından kısa bir Kur’an-ı Kerim dinletisi sunuldu. Filistinli ud virtüözleri iftar yemeğinde bir konser verdi. Klarnet virtüözü Serkan Çağrı da yemekte sahne aldı.