'Avrupalılar Erdoğan'dan çok korkuyor'

Avrupalıların 'Ne yapacağı kestirilemeyen ve öngörülmez bir lider' olarak gördüğü Başbakan Erdoğan'dan korku duyduğunu belirten Siyaset Bilimci ve Sosyolog Banu Dalaman, bir yandan da açık sözlülüğünü çok beğendiklerini söyledi.

'Avrupalılar Erdoğan'dan çok korkuyor'

İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi Başkanı Zeynep Banu Dalaman, 12 Haziran sonuçlarını değerlendirdi ve liderlere ilişkin ilginç tahliller yaptı. Başbakan Erdoğan'ın 'karizmatik lider' olduğunu, Avrupalıların 'ne yapacağı kestirilemez' düşüncesiyle Erdoğan'dan korktuğunu savunan Dalaman,  'demokratik lider' sınıfına giren Kılıçdaroğlu'nun ise bir partide ancak üçüncü adam olabileceğini savundu.

- Seçim sonuçlarını nasıl yorumluyorsunuz?
MHP'nin seçmenlerini ulusal cephede birleştireceğini, herkes 'barajın altında kalır' derken yüzde 13'lük oy alacağını tahmin ediyordum. CHP'nin de yüzde 28'in üzerine çıkmayacağını düşünüyordum. Yanıldığım tek nokta, AK Parti'nin yüzde 48 almasını bekliyordum. Alınan yüzde 50'lik oy benim gözümde de bir başarı oldu. Seçmen 'Biz AK Parti'yi iktidarda görmek istiyoruz ama gerekli uzlaşı ortamı içinde yeni anayasa, Kürt meselesi gibi başlıkların da artık çözüme kavuşmasını istiyoruz' dedi.

- Şimdi 'İki kişiden biri AK Partili' deniyor. 
Türk halkı seçim konuşmalarını çok sever. Hangi partiyi tutuyorsa konuşmaları da onu yansıtır. Ama iş oy vermeye geldiği zaman rasyonalite, mantık devreye giriyor. İnsanlar oy sandığında o düşüncelerinden tamamen arınıyorlar. Gerçekten de Türk halkı istikrarın sürmesini istedi. Eleştirenler bile AK Parti'ye oy verdiler diye düşünüyorum. Kiminle konuştuysam 'Sonuçtan memnunum' diyor. CHP taraftarları bile böyle düşünüyor. Bu arada Başbakan'ın balkon konuşması çok önemli. Ayrıntılara girmedi ama uzlaşı ortamının sağlanabileceğinin ve sorunların bu ortamda çözüme kavuşabileceğinin sinyallerini verdi. Tıpkı reklam filminde olduğu gibi. 

- 'Başbakan benzer konuşmaları daha önce de yapmıştı ama değişen hiçbir şey olmadı' yorumlarına katılıyor musunuz?
O eleştirileri anlıyorum. Ama Başbakan'ın fikrinin değiştiğini düşünmüyorum. 2007'de ne dediyse son konuşmasında da aynı şeyi söylüyor. Sonuçta insanla uğraşıyorsunuz. Tarihi derin yaralar var. Yani mücadele edilecek pek çok konu var. Dolayısı ile bunun çözümü de kolay olmayacak. Yaşadığımız sancı bundan kaynaklanıyor yoksa Başbakan'ın söylediklerinin arkasında durduğunu düşünüyorum. 

HEM KORKU HEM BEĞENİ
- Yabancı basının özelikle son zamanlarda Başbakan'a yönelik artan eleştirileri için ne  diyeceksiniz? 
Bir süre önce Almanya'ya konferansa gitmiştim. Orada tespit ettiğim bir şey var. Avrupalılar Başbakan Erdoğan'dan çok korkuyorlar. 

- Çok ilginç, neden peki?
Ne yapacağını kestiremiyorlar, Erdoğan öngörülemez bir lider onlar için. Ayrıca 'seçkin', 'elit' diye nitelendirilebilecek bir siyasi ekolün temsilcisi de değil!  Daha önceki liderlere baktığımızda Alman ya da Fransız ekolünden geldiklerini görüyoruz. Ama bir yandan da Başbakan'ın o dik duruşunu ve açık sözlülüğünü çok beğeniyorlar. 

- Bugün 'Laik kesimin bir partisi yok' diye düşünenler var.
Evet böyle bir algılama oldu, çünkü CHP tamamen tavır değiştirdi. Kendisine Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde daha icraatçı bir parti görünümü vermeye çalıştı. Laik söyleme girmedi. Bence bu CHP'nin değişimi açısından olumlu bir adım. Ama sırf bu yüzden kızıp MHP'ye oy verenler oldu. Laik kesimin temsilcisi bir nevi MHP gibi oldu. Diğer yandan CHP ve MHP söylemlerinde benzeşmeye başladılar. CHP'nin yüzde 30'ları bulamamasında bunun da payı var.  MHP, AK Parti'den de oy çaldı. AK Parti'den görece azdır ama CHP'den kaymalar kesinlikle çok oldu. 

- CHP nerede hata yaptı?
CHP'de çok yanlış isimleri aday gösterdi. Özellikle Ergenekon sanıklarının oy kaybettirdiği söyleniyor. Yeni transferleri çok oldu. Ama yanlış oldu. Daha önce CHP'nin kapısından girmemiş bir adam milletvekili adayı oluyor. Bunlar tabii ki doğru şeyler değil. 

- BDP'nin performansı nasıldı?
BDP bu seçimin en başarılı ve en istikrarlı taraflarından biri oldu. Çünkü bağımsız aday çıkarmak gerçekten çok zor. Dolayısıyla yeni süreçte, BDP'nin isteklerinin dinlenmesi gerekiyor. 'Bu mevzu ne olursa olsun çözülsün, topraksa toprak verilsin' diyenler bile var. 

KARTLAR ORTAYA KONMALI
- BDP'nin istekleri belli,  diğer taraftan Başbakan'ın tutumu da net. Bu durumda uzlaşma nasıl sağlanacak? 
BDP'de belli bir fikir yok. Sadece seçim zamanı kendi aralarında iyi organize oluyorlar. Şimdi biz İstanbul'da yaşayan Kürtlere 'tamam sizlere toprak veriyoruz, gidin, orada yaşayın' desek, giderler mi? Öcalan'ın söylediği şeylerle, PKK'nın söyledikleri arasında da yüzde yüz bir uyum yok. Dolayısıyla kendi içlerinde de çözüme ulaşmaları çok zor gibi. Kartlar tek tek ortaya konmalı. CHP ve MHP'nin de kesin tavırlarını ortaya koymaları lazım. Çünkü net bir duruşları yok! Kürt sorunuyla ilgili ne istiyorlarsa açıkça söylesinler.

DEMOKRATİK LİDER SEVİLMEZ
- Parti liderinin seçmen üzerindeki etkisi için ne diyeceksiniz?
Siyaset biliminde üç tip liderden bahsediyoruz: Karizmatik, otoriter ve demokratik liderler. Türk halkı karizmatik liderlerden hoşlanır. Demokratik liderler, hiç sevilmeyen itibar edilmeyen liderlerdir. Kemal Bey maalesef bu sınıf giriyor, karizması ile ilgili bir sorunu var. Çok demokratik, güler yüzlü olmaya çalışıyor. Bazen de aşırı sert oluyor. Türk halkı bu gelgitleri de sevmiyor. Bana kalırsa Kemal Kılıçdaroğlu bir partide ancak üçüncü adam olabilir. Kişiliğiyle ilgili asla bir şey diyemem ama parti yönetmek daha farklı özellikler gerektiriyor diye düşünüyorum. Tayyip Erdoğan ise tıpkı Özal, Ecevit, Erbakan, Demirel gibi karizmatik lider sınıfının temsilcilerinden biri. Karizmatik liderlerin seçim zaferlerinde söylemleri çok etkili olmuştur. AKŞAM

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER