Aslında bu vadide 1970 yıllarından başlayarak depolama katı atık depolama alanı kurulmuş. 2002 yılından itibaren bu alandan vazgeçildi; ancak burada yılanlı vadide gelen akım karşısında çöp yığınlarının su ile beraber tamamen kaplaması açısından biz de Devlet ve Su İşleri Müdürlüğü olarak bu çöp depolarının yukarı kısmına 50 metre yükseklikte bir sel kapanı inşa ettik. Sel kapanı gelen su çöp yığınlarını dağıtarak, şehri tamamen çöp yığını hale getirmesin diye suyu tutacak olan bir sel kapanı inşa ettik. Başkanımızda geçmişte dökülmüş olan çöp yığının altına derivasyon kanalı inşa etti. Bu uzun yıllar boyunca çalıştı. Geçtiğimiz gün burada beklenmeyen yağış oldu. 2 saatte 46.8 milimetrelik bir yağış meydana geldi. 24 saatte 68.4 milimetre yani 70 kg metre kareye yağış düştü. Temmuz ayında 1 milimetre yağış düşünürsek demek ki 68 misli yağış meydana gelmiş. Samsun yağış alanında riskli bir bölgedir. Biz buraya Samsun Meteorolojik Radar İstasyonu kurmuştuk.
Radarlara baktığımızda bu yağışların daha fazla olduğunu, yaklaşık 100 milimetre olduğunu görüyoruz. Yani bu bir büyük bir afet demektir. Bunun neticesinde sel kapanına 710 milimetre küp saniyelik bir debi geldi. Sel kapanı vazifesini yaptı. Aksi takdirde burada çok büyük bir sıkıntı olabilirdi. Bu gibi durumlarda bütün yapılar belli bir emniyete göre hesap edilir. Burada tabii bir afet olmuştur. Biz gereken tedbirleri alıyoruz. Biz ekip ile birlikte geldik. İnceleme yapıyoruz. Hiç ölüm olmasaydı. Maddi yaraları çabuk kapatırdık. Ölümlerin acısı hepimizin yüreğini dağladı. İnşallah bundan sonra böyle bir felaket olmamasını diliyoruz. Bundan sonra biz ekip olarak daha nasıl tedbirler alınır ona bakacağız. Burada yağıştan önce bütün vatandaşlar burada uyarılmıştır. Polisler burada ‘sel gelecek, alt katları boşaldın’ diye uyarıları yapmıştır” dedi.
“845 HASAR MAHALLİ TESPİT EDİLDİ”
Kelimenin tam anlamıyla doğal afet yaşandığını söyleyen Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, “Orman ve Su İşleri Bakanımızın da ifade ettiği şekilde yaşanan kelimenin bir doğal afet durumu yaşıyoruz. Kelimenin tam anlamıyla doğal afet yaşadık. Öncelikle Samsun halkına geçmiş olsun dileklerimizi ifade ediyoruz. Maalesef bu afet nedeniyle 10 vatandaşımız hayatını kaybetti. Arama çalışmaları devam eden 1 arkadaşımız daha var. Yaşanan açı büyük. Yüreklerdeki yangını atılacak adımlarla söndürmek mümkün değil. Başta Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere hadisenin ilk dakikasından itibaren konuyu yakından takip etmekteyiz. Hükümetimiz, Başbakanlık Kriz Yönetimi ve AFAD süreci başından beri takip etmektedir. Bütün önlemler alınmaktadır. Elbette yaşanan bu doğal afet neticesinde yapılacak bir takım dersler vardır.
Belki bazı kanunlarda bir takım değişikliğe gidilecektir. Belki bazı alanların iskan durumları gözden geçirilecektir. Net olarak rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. Hasar gören bölge sadece bu bölge değil. Doğal afetin neticesinde hasar gören konut sayısı 367, hasar gören işyeri sayısı 333, hasar gören ve değişik imalatlarda kullanılan depoların sayısı 138, 3 cami, 1 okul, 1 spor salonu ve çok sayıda köprü hasar görmüş durumda. Bütün bu hasarları ortadan kaldırmak ve depremin etkilerini tümüyle silmek üzere gayretli çalışmalar yürütülüyor. İlk başta Samsun Valiliği’ne 2.5 milyon lira intikal etti. Bunun devamı gelecek. 845 hasar mahalli tespit edildi. 15 ayrı ekip tarafından. 845 mahallinin tamamına yönelik valilik tarafından gerekli adımlar atılıyor ve atılmaya da devam edecek. Yaşanan doğal afet olduğunda her türlü siyasi istismarlığın ötesine geçebilmek lazımdır. Bir doğal afet olduğunda doğal afeti siyasi istismara maruz bırakmak vicdanlarda çok daha büyük yara bırakacaktır.
Yaşanan acı ortadadır. 10 vatandaşımızı kaybetmemizin acısını başka bir şeyle izah edebilmekte mümkün değildir. Samsun’da yürekler yangın yeri iken yangın yerinin üzerine siyasi mülahazalarla dokunmak kesinlikle vicdani yaklaşım olmayacaktır. 10 gün önce şehit olan askerimizin evi de hasar görmüştür. Bu doğrudur. Hasarların kaldırılması için kati bir dille Valimiz Hüseyin Aksoy’a iletilmiştir. Şehidin ailesine kalıcı olmak üzere bir konut tahsisi gerçekleştirilecektir. Hiç kimsenin acı zamanlarda başka acılarımızı istismar etmemesi düşünmemesi ve fırsata dönüştürmemesi gerekir. Biz vadiler boyunca 3 bakanımız ile birlikte tespit yaptık. Sadece Samsun’da değil, Ordu ve Sinop’ta da yoğun yağışlar sürüyor. Samsun’un başka ilçelerinde de yoğun yağışlar yaşandı. Valilik, İl Kriz Yönetimi ve AFAD ile birlikte bölgede yaşanan bütün sel felaketlerine yönelik tedbirlerini almış durumda. Yaşanan yoğun yağışların yeni sel risklerini beraberinde getirmemesi arzu ediyoruz” diye konuştu.
“BURASI KONUT ALANI”
“Bir suçlu varsa bunun cezasını çekecektir” diyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar şöyle konuştu:
“Samsunumuzun ve Türkiye’mizin başı sağ olsun. 10 insanımızı kaybettik, 1 vatandaşımız da kayıp. Bunu hiçbir şey geri getirmez. Biz bu konuda üzgünüz, üzgünümüz de sonsuzdur. Bu konuda ne gerekiyorsa yapacağız. 5 canımızı da TOKİ konutlarında kaybettik. Eğer bir suçlu varsa, başta ben olmak üzere başta cezasını çekmelidir. Burada suçlu aramakta yanlıştır. Zaten varsa bunu ortaya çıkartacağız. Bu alan burası 2 bin 500 konut planlandı. Burası konut alanı. Buradaki önceki binalar derenin kenarındaydı. Biz onları kaldırdık, dereden 40 metre çekme mesafesinde bunları yaptık. ÇED raporu da burada. Biz burada zemin etüt raporu, ÇED raporu, imar planı hepsi alınmıştır.
Burası yapıldıktan sonra Yılanlıdere vadisinde gece kondular var, onları da değiştireceğiz. Dere yatağında kaçak gece kondular var onları da değiştireceğiz. Fakat burada şimdi gecekondulaşma, çarpık yapılaşma ve kaçak yapılaşma ortadan kaldırılmalıdır. Burada devletin ve TOKİ’nin imar yönünde bir yanlışlığı yoktur. Şu anda burada bir hasar yoktur. Sel baskını vardır. Konutlarda ne hasar var ne de kırılma dökülme var. Sadece baskın vardır. Bu bakımdan üzüntümüz sonsuzdur ne gerekiyorsa yapacağız. Derenin ıslahı yönünden ve kaldırılması yönünde 850 yerde su baskını oldu. Biz burada incelemelerimize devam edeceğiz. Biz burada sadece 3 bakan olarak değil, bütün bürokratlarımız buradadır. Başbakanımız devamlı burayı sormaktadır. Herkesten daha çok biz de üzüntülüyüz.”
