Bu şehrin neden yerel basına güvenmediği, itibar etmediği görülüyor artık.
Gazeteciler cemiyetinin 300’ün üzerinde üyesi var. İçlerinde eş dost, akraba, bacı kardeş olan ve bir kısmı gazetecilik bile yapmayan bir üye listesi…
Gazetecilik yapanların bir kısmı ise, Cemiyeti ciddiye almadıkları için üye bile olmamışlar.
Ya da zamanla karşılarına çıkar diye sudan nedenlerle bazı gazetecilerin üyeliklerine bile son verilmiş.
Kendi içinde birliği sağlayamayan, güdümlü, çıkarcı, danışman kisvesi altında geçimini sağlamaya çalışan “çapsız gazeteciler” de var aralarında.
Geçmişten gelen alışkanlıklarını sürdürerek mürit kültürü üzerinden kucaklaşabiliyorlar.
Seçim oldu yine aynı tas aynı hamam. Değişen hiçbir şey yok.
Nemalanma üzerine kurulu bir anlayışın kendi etrafındaki dansı gibi.
İlkeler, basın ahlakı, kent sorumluluğu gibi değerleri hiçe sayan bir anlayışın itibar kaybı nasıl giderilecek.
Hadi bunları bırakalım;
Ya kendisine muhalif! Gazeteciyim diyen bazı egosu yüksek sağa sola yalpalayanlara ne demeli?
İyi bir harçlık aldıklarında iyi yazan, alamadıklarında veryansın eden sözüm ona gazeteciler de bu çapsızların dümenine su taşıyorlar adeta.
Bazılarında da Büyükşehir takıntısı var. Anlaşamadıkları için kalemini ticarete göre kullananlar var. Sahibinin esiri olmuş, medya patronunun işaretiyle yazan çizenler var!
Kimse kendini saklamasın. Kimin ne olduğu, neler yaptığını, nasıl pazarlandığını, kıskançlık, seviyesizlik havuzunda boğulmak üzere olduğunu herkes biliyor.
Peki, kim bunlar?
Bunlar attıkları manşetlerle, haberi çarpıtmakla, kamuoyunu yanlış bilgilendirmeyle ortada ahkâm kesenlerdir. Okuyucu da baktığında anlıyor zaten bunların karakterlerini. Bunlar da kendilerini biliyorlar.
Haklarında neler konuşulduğunu, nasıl “çamurdan gazeteci” olduklarını kendileri de biliyor.
Bazıları da belediyelere dadanmış işlerini yürütüyorlar. Bazıları ise, istedikleri payı alamadıkları için hep karşıdalar. Bazıları da orta ölçekte yuvarlanıp gidiyor. Ne yapsınlar geçim derdi de var!
Mersin yerel basını namuslu birkaç gazetecinin dışında yerlerde sürünüyor.
Çıkarcıları, yolsuzlukları, kayırmaları, haksızlıkları yazacakları yerde; kendileri bu pis ve basın ilkelerine ters olan sistemin uygulayıcıları durumuna düşmeleri, basın adına talihsizliktir.