EBEDİ BAYRAM

ÖMÜRLÜK BİR RAMAZAN VE EBEDİ BAYRAM

Biz âciz kullarını; evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennem azâbından kurtuluş vesilesi olan Ramazân-ı Şerif ile tekrar müşerref kılan Cenâb-ı Hakk'a, sonsuz hamd ü senâlar olsun. 

Ramazân-ı Şerif, Cenâb-ı Hakk'ın ümmet-i Muhammed'e bahşettiği, mânevi kıymetlerle dolu, ilâhi bir hazine... Senenin kalbi mesâbesinde bulunan bu ay, iç ve dış dünyamızı maddi ve mânevi kirlerden arındırmanın en bereketli zamanı. deta mânevi bir rehabilite mevsimi.

Bilhassa büyük iptilâ ve musibetlerin bütün cihânı sardığı bir hengâmda yaşadığımız bu Ramazân-ı Şerif'te, Cenâb-ı Hakk'a öyle bir duâ, tevbe, istiğfar, hamd, zikir, şükür, ve sâlih amellerde bulunalım ki, onlar hem dünyanın hem de ukbânın mihnet ve meşakkatlerine karşı bizlere birer vesile-i necât yani kurtuluş vesilesi olsun.

Ramazan İkliminde Günümüze Bir Bakış:

Ne ibretlidir ki, ömür takvimimizde hattâ belki de dünya tarihinde hiç olmadığı kadar özel günlerden geçiyoruz. Bir salgın hastalık sebebiyle kısmi bir karantina altında Ramazân-ı Şerif'i idrâk ediyoruz. Câmilerimiz cemaatle namaza kapalı, (bir yıl önce) Ramazan coşkusunu din kardeşlerimizle beraber yaşadığımız teravihler, iftarlar, mukabeleler, artık evlerin mahdut sınırları dâhilinde.

Bu sıradışı şartlar, bizi pek çok hususta nefis muhâsebesine sevk etmelidir. Düşünmeliyiz ki:

Bu salgından korunmak için gözettiğimiz sosyal mesafe kâidesini, mânevi sıhhatimiz için ne kadar tatbik edebiliyoruz? Yani haramlar, kerahatler, şeytâni vitrinler, nefsâni ekranlar ve ALLAH'ın gazaplandığı kimselerle aramıza da mesafe koyabiliyor muyuz?

Elimizi ve evimizi dezenfekte ettiğimiz gibi; gönül hânemizi de tevbe, istiğfar ve nedâmet gözyaşlarıyla, günah, mâsiyet ve gaflet kirlerinden arındırabiliyor muyuz?

Bir virüsten kendimizi ve âilemizi korumak için aldığımız karantina tedbirlerinin tefekkürüyle, toplumun mânevi dünyasındaki salgın hastalıklardan, yani bâtıl fikir ve inançlardan, şerlerden, fısk u fücurdan da kendimizi, çoluk çocuğumuzu ve çevremizi muhafaza hassâsiyetimizi artırabiliyor muyuz?

Beden sağlığımız için bağışıklık sistemimizi desteklemek uğruna vitamin takviyeleri alıp gıdamıza dikkat ettiğimiz gibi, rûhumuzun sıhhat ve selâmeti için nefis ve şeytana karşı mânevi direncimizi artıracak takvâ tedbirlerine de sımsıkı sarılabiliyor muyuz?

Maddi sıkıntıları defetmek için yaptıklarımızın yanı sıra, sadaka belâyı defeder sırrınca, infak ve yardımlarımızla kırık kalplere teselli, mahzun simâlara tebessüm olabiliyor muyuz?

Zâhiri bakımdan birer karantina mekânına dönen evlerimizi, mânen bir mescid, bir mektep, bir uzletgâh, bir itikâf mekânına döndürebiliyor muyuz?

YORUM EKLE