Ajandahaber

ÖKSÜRÜK CİDDİYE ALINMALI

SAĞLIK

Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Tümer Ulus, "Göğüs hastalıklarında mutlaka radyolojik tetkikle tanı konulması gerektiğine dikkat çekerek Göğüs Hastalıklarında Doğru Tanı, Doğru Tedaviyi Belirlediğini bildirdi.

Göğüs hastalıklarında hastayı sadece stetoskopla dinleyerek ve klinik bulguyla tanı konulamayacağını söyleyen Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Tümer Ulus, “Göğüs hastalıklarında mutlaka radyolojik tetkikle tanı konulması gerekiyor” dedi.

Prof. Dr. Tümer Ulus, göğüs cerrahisinin, göğüs kafesi içinde bulunan bütün hayati organları kapsadığını söylerken, göğüs hastalıklarının başta akciğer olmak üzere trachea (soluk borusu) ve yemek borusu hastalıkları, doğumsal bozukluklardan kaynaklanan göğüs kafesi deformiteleri, hayati organların bulunduğu mediasten bölgesi hastalıklarından (bunlar içinde iyi ve kötü huylu urlar) oluştuğunu aktardı. Prof. Dr. Ulus, bunların birçoğunda tedavinin cerrahi yöntem ile yapıldığını ancak tedavisi cerrahi olmayan diğer hastalıkların göğüs hastalıkları dalının ilgi alanına girdiğini belirtti.

‘HASTA BİLİNÇLENDİRİLMELİDİR’

Hastaların bilinçlendirilmesinin tedavi sürecini olumlu etkilediğini anlatan Prof. Dr. Tümer Ulus, hastalığa tanı konulabilmesi için de hastanın hangi bölüme gitmesi gerektiğini bilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. Ulus, “Hastaları bilinçlendirirsek onları daha iyi yönlendirebiliriz. Hekimlerimizin de göğüs cerrahisinin ne olduğunu bilmesi gerekir. Sadece dinleme ve klinik bulgu ile tanı konulmaz. Göğüs hastalıklarına mutlaka radyolojik tetkikle tanı konulması gerekir” ifadesinde bulundu.



“ÖKSÜRÜK CİDDİYE ALINMALI”

Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Tümer Ulus, gelişen teknoloji ile çapı 1 mm olan bir tümörün bile görülebildiğini belirtirken, her bireyin kendine özen gösterip, düzenli kontrollerini yaptırması gerektiğini dile getirdi. Prof. Dr. Ulus, erken tanı konulduğunda, tümörün çok yayılmadan cerrahi tedavisinin başarı oranının artacağını ifade etti. Sigara, duman, hava kirliliği ve bir takım gazların akciğer kanserine neden olabildiğini kaydeden Prof. Dr. Ulus, özellikle meslek hastalarının kontrollerini asla ihmal etmemeleri gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Tümer Ulus, “Bazı hastaların kronik öksürüğü ve balgamı vardır. Bu hastalara tanı koymamız için bir ilaç verelim lüksüne sahip değiliz. Küçücük bir bronşu tıkayan iyi huylu bir tümör akciğeri tıkayabilir. Bu da zamanla o akciğerin bozulmasına neden olur. Erken dönemde bu hastalığın arkasında ne olduğunu tanımlamamız gerekiyor” dedi. Mesleği gereği toplumla çok sık bir araya gelen kişilerde yoğun el ve avuç terlemesi görüldüğünü belirten Ulus, bu insanların sosyal çevrede olmamaya dikkat ettiğini ancak bunun çok basit bir tedavi yöntemi ile geçirdiklerini söyledi.

KRONİK BRONŞİT VE ZATÜRREYE DİKKAT

Zatürree hastalığının nedeninin, akciğer dokusunun bir bakteri veya virüsle infekte olması olduğunu aktaran Prof. Dr. Ulus, tanı konulmayan ve yeterince tedavi olmayan pnömonilerin (zatürre hastalığı) tekrarlayabildiğini ya da bronşektazi, akciğer apssi ya da ampiyem (göğüs boşluğunda iltihap birikmesi) gibi ancak cerrahi müdahale ile düzelecek hastalık konumuna gelebildiğinin altını çizdi. Akciğerin iltihaplı hastalıkları olan bronşit ve zatürrenin çoğunlukla uygun tıbbi tedavi ile tamamen ortadan kalkabilen hastalıklar olduğunu açıklayan Ulus, “Ancak kişinin bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda ya da doğuştan olan (kistikfibrosis, astıma) infeksion hastalıkları çok uzun sürebilir. Akciğerin düzelmeyecek şekilde bozulmasına yol açabilir. Bu gibi durumlarda da cerrahi gerekir. En sık rastlanan örnek bronşektazidir. Bununla beraber tüberküloz, göğüs kafesi hastalıkları gibi birçok hastalığın erken tanı ve beraberinde düzenli tedavi yöntemleri ile tedavi olamayacak şekle gelmeden önlem alınmalıdır” şeklinde konuştu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.