Astım ve KOAH'ın önemli havayolu hastalıkları olduğunu belirten Mediva Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Oğuz Uzun, “Bu iki hastalık, poliklinik ve acil servis başvuruları ile hastane yatışları ve ilaç tedavileri açısından sağlık iş yükü ve sağlık harcamalarının da başta gelen nedenleri arasında yer alır. Birçok hasta bu hastalıklara bağlı gelişen solunum yetmezliği nedeniyle erkenden ölürler ya da yaşamları esnasında yaşam kaliteleri kısıtlanır. Bu iki havayolu hastalığı birbirlerine benzeyen ortak özellikleri olsa da hem halk arasında hem de doktorlar arasında sık olarak birbirlerine karıştırılabilmektedir. Her iki hastalıkta öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum şikayeti olsa da hastalıkların birbirinden doğru ayırt edilmesi uzun süreli tedavi açısından da oldukça önemlidir” dedi.
Astım havayollarının kendiliğinden veya ilaçlarla reversibl yani geriye dönüşümlü olan daralması olduğunu belirten Uzun, “Bu daralma kendisini öksürük, hırıltı ve nefes darlığı ile belli eder. Hastalık ataklarla seyreder ve bu atakları değişik alerjenler yani ev tozları, küf, polenler gibi soğuk hava, viral veya bakteriyel enfeksiyonlar emosyonel durum tetikleyebilir. Hastalık alerjik veya non-allerjik olarak görülebilir. Başta alerjik astımlılar olmak üzere hastaların büyük çoğunluğunun şikayetleri gençlik hatta çocukluk döneminden itibaren vardır. Ancak ileri yaşlarda başlayan astımlılar da olabilir. Hastalık mevsimsel özellik göstereceği gibi tüm yıl boyunca da şikayetler sürebilir” diye konuştu.
KOAH olarak bilinen Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı ise içinde amfizem ve kronik bronşiti barındıran bir sendrom olduğunu ifade eden Uzun, “Bazı hastalarda bronşitik tip ağır basarken bazılarında ise amfizematöz tip daha ön plandadır. Astım gibi KOAH hastaları da nefes darlığı ve öksürükten şikayet ederler fakat KOAH'ta bu şikayetlere ilave olarak balgam çıkarma da ön plandadır.
KOAH hastalığı gelişmesi için en önemli risk faktörü sigara içmektir. Genellikle KOAH hastaları uzun yıllardır sigara içen veya içip bırakmış hastalardır. Bu nedenle bu hastalık ileri yaşın yani 40-50 yaştan sonraki hastalıktır. Sık olarak karşılaştığım bir yanılgı uzayan öksürüğü olan genç hastalara kronik bronşit tanısının konulmasıdır. Oysa genç öksüren hastalarda başka tanılar düşünmek ve araştırmak gerekir. KOAH'ın bir özelliği de astımdan farklı olarak şikayetlerin sürekli olması ve hiçbir zaman tamamen normal dönem yaşanmamasıdır. Bununla birlikte şikayetler hava kirliliği, viral veya bakteriyel enfeksiyonlar gibi nedenlerle alevlenebilir.
KOAH'ın bir özelliği de hastalığın progresif olmasıdır. Yani bu hastalık tanısı konulduktan sonra tüm ilaç ve müdahalelere rağmen şikayetler ve solunum fonksiyonlarında her geçen yıl daha da kötüleşme olur. Bu nedenle KOAH'ta erken tanı ve hastalığın oluşmasını engelleyecek sigara kampanyaları son derece önemlidir. Her iki hastalıkta da bronş genişletici ilaçlar solunum yolu ile kullanılır. Bronş genişletici ilaçlara ilave olarak solunum yolu ile kullanılan kortizon astımda çok başarılı olurken KOAH'ta kortizon astımdaki kadar etkili değildir” şeklinde konuştu.