Toplantıda ilk sözü alan filmin yapımcısı Michael Wilson, Türkiye'de olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. James Bond serisi olarak 50. yılını kutladıklarını belirten Wilson, "Kültür Bakanı'na teşekkür ediyorum bütün ekibimize yeterli desteği sağladıkları için. Şu ana kadar pek çok ülkede film çektik. Her yerde iyi izlenimler bıraktık. Türkiye'de de bu yönde izlenimler bırakacağımızı umuyorum" dedi.
Çekimler sırasında tarihi mekanlara zarar verildiği yönündeki iddialara da cevap veren Wilson, "Film sektöründeki insanlar olarak illüzyon yaratıyoruz. Sinema sanatı bundan ibaret. Birçok ülkede çekim yaptık, bunlara zarar göstermemeye özen gösterdik. Kapalıçarşı'da çatılarda motosikletlerle çekim yapıyor olmamız, orda gördüğünüz fayanslara hiçbir şekilde dokunulmadı. Onun üzerine platform inşa edildi. 135 bin Türk liralık masraf yaptık, gerçeğinin aynısını yaptık, motosiklet bizim platformumuzun üzerinde gidiyor" diye konuştu.
Bir binaya motosiklet çarptığı ve zarar verdiğine yönelik iddiaları da yanıtlayan Wilson, "Binaya çarpan motosiklet sahnesinde 2 hafta sonra o bölgeye gittiğinizde orada hiçbir bina olmadığını göreceksiniz. Çünkü o binayı biz kurduk ve çekimlerden sonra kalkacak. Kapalıçarşı'da camın kırıldığı iddiaları var. Evet ama o pencereyi de biz kurduk. Oraya pencere ekledik ve simitçileri kullandık. Biz burada illüzyon yapıyoruz. Motosiklet uçtu, mağazaların camı kırıldı. Parasını ödemeyi düşündük. Bize kendisi bir cevap vermedi, kabul edeceğini umuyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'yi modern haliyle yansıtmaya çalıştıklarını belirten Wilson, "Etrafta gördüğünüz yerel halk değil bizim oyuncularımız. Tabii ki çekim yaptığımız alanlara kendi kılıfımızı giydiriyoruz. Bunu çevreye zarar vermemek için yapıyoruz. Kılıf giydirme dışında Türkiye'de ne görüyorsak onu yansıtmaya çalışıyoruz. Hiçbir şekilde farklı bir niyetimiz yok. Amacımız Türkiye'yi göründüğü gibi çağdaş hali ile yansıtmaktır" dedi.
Daniel Craig'in pazar günü Türkiye'ye geleceğini ve üç hafta boyunca burada kalacağını belirten Wilson, "Onun dışındaki diğer oyuncular da Türkiye'ye geldiler, beş haftadır buradalar. Fethiye'deki çekimlerde Türk oyuncular da oynayacak" şeklinde konuştu.
Filmin Türk yapımcısı Ali Akdeniz ise, "Projenin bu noktaya gelmesi için bir hayli çaba sarf edildi. Öncelikle burası değildi çekim yapılacak yerler, başka bir yerden bahsediliyordu. Ulaştırma ve Kültür Bakanlığı'nın verdiği sözler üzerine doğal mekanların da büyük projelerde kullanılmamış olması tercihimizi etkiledi. İstanbul, Adana ve Fethiye'de çekim yapılmasına karar verildi. Bu aşamaya gelmek kolay olmadı" diye konuştu.
Tarihi ağaçların kesildiği yönündeki iddialara da yanıt veren Akdeniz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz ağaçların kesildiğini haberlerden öğrendik. Ondan önce böyle bir bilgimiz de, talebimiz de olmadı. Kesilen ağaçların nerde olduğunu bilmiyorum ama sanırım bizim kamp alanındaki ağaçlardan bahsediliyor. Eğer ağaçların kesilmesine ihtiyacımız olsaydı, oradakiler olmazdı. Başka yerde ağaçların kesilmesine ihtiyacımız vardı. Ama onlara zarar vermedik ve kesme talebimiz olmadı. Buda sanırım bizim Suriye'ye silah kaçırdığımız gibi bir haber. Başka bir şey söyleyemem. Tabii bu silah kaçakçılığı belki çok cazip gelebilir. Belki çok ciddiye almamak lazım bu haberi ama ben açıkçası ciddiye alıyorum. Bu haberi okuyan biri bunu ciddiye alırsa bu ekibimizi tehlikeye atacak bir haber. Çünkü yasa dışı yapmakla suçlanıyoruz. O yüzden ben bunun altını çizmek istiyorum. Bu son derece tehlikeli ve yalan bir haber. Bu haberi yazan gazeteciye tavsiyem bu işi bıraksın, gitsin Hollywood'da film yazsın. Çünkü hayal gücü çok kuvvetli."