Kurtuluş Savaşımız, milletimizin var olma savaşı, Cumhuriyetimiz ise yeniden dirilişimizin ölümsüz simgesidir.
Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda kader birliği yapmış bir ümmeti, ulus bilinci altında eşit vatandaşlık hakkı kazandıran ve çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmayı hedefleyen, hukuk temeline dayalı bir değerler bütününden oluşan laik ve özgürlükçü bir tercihtir.
Cumhuriyet; haktır, eşitliktir, özgürlüktür.
Cumhuriyet; cehalete, yoksulluğa, çaresizliğe karşı verilen mücadelenin diğer bir adıdır. Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürk’ün; ‘Türkiye Cumhuriyeti her mânâsı ile büyük Türk milletinin öz ve aziz malıdır. Kıymetli evlatlarının elinde daima yükselecek, ebediyen yaşayacaktır’ veciz ifadeleriyle bizlere emanet ettiği en önemli mirasıdır.
Bu miras, tarih boyunca çok az millete nasip olacak kadar büyük ve onurlu bir sorumluluğu da temsil etmektedir. Hem bizden öncekilere hem de bizden sonrakilere karşı taşıdığımız bu sorumluluk ağır, ancak bir o kadar da gurur vericidir. Bu bilinçle, her gün bir basamak daha yükselmek ve emanetçisi olduğumuz mirası bizden sonrakilere daha iyi koşullar altında teslim etmek için ülkemiz, güzel kentimiz ve geleceğimiz adına daha çok çalışmalı, üretmeliyiz. Cumhuriyetimizin değer ve kazanımlarını silmek isteyenlere fırsat vermemeliyiz.
Cumhuriyetimizin sonsuza kadar var olacağına dair inancımla; Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm kahraman şehitlerimizi, gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum.”