Ajandahaber

‘İkinci olan proje içime sindi jüride olsaydım birinci seçerdim’

GÜNCEL

İspanya’ya giderken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, Çamlıca’ya yapılması düşünülen camiyle ilgili konuştu: “İkinci olan proje içime sindi. Ayrıca ben jüride olsam ikinci seçmezdim. Neden birinci seçmeyip spekülasyonlara yol açıyorsun? Belki şimdi maketler üzerinden çok anlaşılmıyor. Ama bittiği zaman güzel olacak emin olun”


BAŞBAKAN Erdoğan’ın “Türkiye- İspanya 4. Hükümetlerarası Zirve Toplantısı” vesilesiyle yaptığı İspanya gezisine Ahmet Davutoğlu, Egemen Bağış, Zafer Çağlayan, Taner Yıldız, Ömer Dinçer, İsmet Yılmaz, Binali Yıldırım ile beraber Numan Kurtulmuş ve bazı vekiller de eşlik etmekte. Siz bu satırları okurken Başbakan, Türkiye’de yatırımları olan ve yatırım yapma potansiyeli bulunan İspanyol şirketlerinin CEO’ları ve üst düzey temsilcileriyle de bir dizi görüşme yapmış olacak. Başbakan’ın âdetidir, uçağın havalanmasını takip eden dakikalarda gelip gazetecilere merhaba der. Hal hatır sorar, o sırada kimse kayıt cihazını çalıştırmaz, gazetecilerin “Asıl röportaj hakkı baki kalacak” şekilde hafif bir sohbet yapılır. Ancak bu kez sınır epey aşıldı. Sohbet Çamlıca’ya cami meselesi gibi bir süredir Türkiye’nin gündemini işgal eden bir konudan Dolmabahçe görüşmesinin neden Erdoğan’la beraber mezara gideceğine dair birçok konuya kadar genişledi, ayaküstü selamlama hızlandırılmış röportaja dönüştü, biz de yazmamazlık edemedik.

‘BİTİNCE GÜZEL OLACAK’
* Çamlıca’da yapılması düşünülen camiyle ilgili spekülasyonlar çok. TV’lerde uzun saatler boyu bu proje tartışılıyor. Siz nasıl yaklaşıyorsunuz?
- 90’ı aşkın proje yarıştı. Avrupa’da binaya bakınca “Bu katedral, bu kilise” diyebiliyorsunuz. Biz de baktığımızda “Bu cami” diyebilmeliyiz. Klasikten moderne çok ilginç adaylar da vardı. Modern çizgi adına çok garip projeler de vardı. Cami mimarisi özellikli bir konu. Eseri gördüğünüzde “Evet bu bir ibadethanedir, camidir” diyebilmeniz lazım.

 * Yarışma süresinin çok kısa olduğu, birinci seçilemediği eleştirileri oldu? Uluslararası yarışma da açılabilirdi denildi?
 - Hayır yarışma süresi kısa değildi. Cami mimarisinde Müslüman olmayanların o ruhu yakalaması zor. Mimarın, neyi niye yaptığını ortaya koyması, anlatması lazım. Sinan böyle baktığı için 600’ü aşkın eser bıraktı. Batı’nın ruh dünyasında bize ait bazı kültürel kodlar yok. Dolayısıyla caminin ruhunu vermeleri çok kolay değil.
 
 * Bu yarışmadan bir birinci çıkmaması, “Çamlıca projesi için başka arayışlara gireceğiz” anlamına geliyordu biraz da. Bu durum ikinci olan projenin uygulanabilirliğine gölge düşürdü. Sizin içinize sindi mi ikinci olan proje?
 - Evet sindi. Ayrıca ben jüride olsam ikinci seçmezdim. Neden birinci seçmeyip spekülasyonlara yol açıyorsun? Bu kültür merkezleriyle, seminer ve sergi salonlarıyla, etrafıyla bütün bir proje. Belki şimdi maketler üzerinden çok anlaşılmıyor. Ama bittiği zaman güzel olacak emin olun. Mesela şimdi Marmara İlahiyat Fakültesi Camii’nde de tartışma çıkıyor. Tek kubbeli, büyük, modern ile klasiği bütünleştirmiş, iki minaresinde de “Lafzatullah”a (Allah’ın ismi) yer veren bir cami olacak. Mimar projesini tüm detaylarıyla açıklıyor, ama şimdi o da çok tartışılıyor.

 ‘Sadece Dolmabahçe değil birçok görüşme benimle birlikte mezara gidecek’

 * Darbeleri Araştırma Komisyonu’na bir metin gönderdiniz...
 - Evet, uçağa binmeden önce teslim ettik. Gerçi bazı cevaplarım sizi tatmin etmeyecektir. Malum Dolmabahçe görüşmesi filan. Oysa Dolmabahçe görüşmesi başbakanlığım süresince yaptığım çok sayıda görüşmeden biriydi. 27 Nisan sonrası İstanbul’da idim. Rutin görüşmemizi yapmak için İstanbul’a çağırdım ve çalışma ofisimde görüştük. O görüşmenin orda yapılmış olması önemliydi. 27 Nisan’a rağmen rutini bozmamak açısından önemliydi.
 
 * “Konuştuklarımız benimle mezara kadar gidecek” dediğiniz için de bu konu önem kazandı.
 - Sadece o değil birçok görüşme benimle birlikte mezara gidecek. Anlamadığım şey şu: Başbakanlık binasında yaptığımız görüşmelerin içeriğini soruyorlar. Diğer görüşmelerin içeriğini açıklıyor muyum ki bunu açıklayayım?
 
 * Anılarınızı yazıyordunuz. Orada yer alacak mı bu görüşmenin içeriği?
 - Evet yazıyorum. Ama anılarımda, günlüğümde Dolmabahçe olmayacak, kamuoyuyla paylaşmadığım diğer görüşmeler de olmayacak.
 
 ‘Taksim’e cami yapılacak’

 * Çamlıca’ya yapılacak caminin altında alışveriş merkezi filan olmayacak değil mi? Malum böyle marketli camiler var kötü örnek olarak ve maalesef rağbet de görüyorlar...
- Hayır, hayır, asla. Zaten camilerin altında, sağında solunda bu tip ticari yerler bence de olmamalı. Ben bu tip projelere temelden karşıyım. Cami projesinin tartışmasına eyvallah. Tartışılsın. Ama birçok eleştiri bilmeden yapılıyor. Neymiş orası, meskûn mahal değilmiş. Gidip baktın mı? Yok yeşil alan zarar görecekmiş. Orada yeşil alan zaten yok ki. Ayrıca oradaki tüm antenleri toplayıp, hem de tek bir kulede birleştirerek Küçük Çamlıca’ya taşıyoruz. Böylece o antenlerin neden olduğu görüntü kirliliği de sona erecek. Bunun da ihalesini yıl sonuna kadar yapmayı düşünüyoruz. I

* Taksim’e cami yapılacak mı?
- Evet yapılacak. Şimdi mescit olan yerde. Etrafında birkaç bina daha var. Onların orası bir ada. Maksem’in (Taksim’deki tarihi sarnıç) arkası. Birkaç parsel kamulaştırılacak.   

‘Gazze’ye sürpriz yapabilirim’

* Mursi yaptığı bazı düzenlemeler yüzünden protestolara hedef oluyor, bütün yetkileri kendisinde toplamakla suçlanıyor, ne düşünüyorsunuz?
- Orada yaşanan bazı olaylar bizi de üzüyor. Mısır’da 4 ay sonra seçim var. Aslında yetkilerin kendinde toplanması diye bir durum da yok. Bizlerin de çektiği bazı sıkıntıları yaşıyorlar. Yaptığı düzenlemeler 6-7 madde. Bunları yetkileri kendinde topluyormuş havasında vermeyi, iktidarını gölgelemeye yönelik bir hamle olarak görüyorum. Ama bunun zamanlaması doğru mudur bilemem.

* 5 Aralık’ta Halid Meşal, Gazze’ye gidiyor. Siz de gidecek misiniz?
- Dün akşam Halid Meşal ile görüştüm. Size sürpriz yapabilirim. Kendisi davet etti. Hazır olduklarını söyledi.

* Batı basınında Bulut Sütunu operasyonu sırasında Türkiye’nin aldığı tutumu eleştiren yazılar çıktı.

- Onların hepsi aynı merkezden idare edilen şeyler. Türkiye’nin itibarının yükselmesini istemeyen merkezler onlar. Oysa bizim itibarımız halkımız nezdinde, Gazze, Katar, Mısır sokaklarında çok yüksek. Halid Meşal ile İsmail Haniye bizi bilir. Mursi bilir. Katar Emiri de bilir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.