EĞİTİM SİSTEMİMİZ VE MİLLİLEŞTİRME SÜRECİ
Kıymetli Hocamız Prof Dr Ömer ÖZYILMAZ bugünkü yazısında eğitim neden Millî olması hakkında. Eğitim sistemimizin bir proje halinde ‘geliştirilmesi’ ve ‘millileştirilmesi’, hem ülkemizin hem gönül coğrafyamızın hem de mazlum milletlerin beklentisidir, can simididir. Yarınların teminatıdır.
Fotoğraf Prof. Dr. Ömer ÖZYILMAZ
Eğitim Sistemimizin Milli Olmasının Gereği:
Eğitim sistemimizin bir proje halinde ‘geliştirilmesi’ ve ‘millileştirilmesi’, her şeyden önce bugünkü ve yarınki okul çağında olan evlatlarımıza karşı en önde gelen görevimizdir. Geçmişte, milyonlarca çocuk ve gencimize karşı yapamadığımız bu görevimizi, bir an önce yerine getirme yoluna girmeliyiz. Bunu yerine getirdiğimizde, insanlarımız manen ve maddeten gelişmiş; yerli, milli ve üretken birer insan olmuş olacaklardır.
Eğitim sistemimizin bir proje halinde ‘geliştirilmesi’ ve ‘millileştirilmesi’, hem ülkemizin hem gönül coğrafyamızın hem de mazlum milletlerin beklentisidir, can simididir, kurtuluş muştusudur. Ayrıca ülkemiz, gönül coğrafyamız ve mazlum milletlerin gelişme ve kalkınmasının önünü açacak olandır. Bunun gerçekleşmesi durumunda ülkemiz yeniden bilim ve teknoloji üretim merkezi olacak; ekonomisi, bilimi, teknolojisi ve siyaseti ile dünyada yepyeni bir atmosfer oluşturacak ve bu hava bütün dünyayı olumlu olarak etkileyecektir.
Eğitim sistemimizin ‘geliştirilmesi’ ve ‘millileştirilmesi’ ile inşaallah ‘Yaşanabilir Bir Dünyanın Kuruluş’ çalışmaları başlayacaktır. Bütün insanlığın buna olan ihtiyacı da henüz tam açığa çıkmış değildir. İnsanlık bunu fark ettiği gün, ona sarılma, ondan yararlanma ve onunla bütünleşme hususunda bizimle yarışacaktır.
Eğitim sistemimizin ‘geliştirilmesi’ ve ‘millileştirilmesi’ ile emperyalizmin ortadan kalkmaya ve emperyalizm adına kendi yönetimleri tarafından tutsak/esir alınan ve sömürülmeğe açık hale getirilip öylece tutulan milletlerin kurtulmağa başladığı; zulüm, sömürü ve insan hakları ihlallerinin olmadığı; sınırlarını yıkmış/tuğyan derecesine ulaşmış cinsellik ve dolar çukurundan ülkelerin ve insanların kurtulduğu bir dünyaya ulaşmanın yolu da açılmış olacaktır.
Eğitim sistemimizin ‘geliştirilmesi’ ve ‘millileştirilmesi’ ile inşaallah milletimiz, gönül coğrafyamız ve mazlum milletler, düştükleri yerden kalkmaya başlayacaklar ve yeniden ‘tarih yazma/yapma’ görevlerini üstleneceklerdir. Bunun başlangıç noktası ve süreç boyunca idarecisi milletimiz ve onun tarihten gelen adaletli yönetim anlayışı olacaktır.
Eğitim Sistemimizin Millileşme Süreci:
Eğitim sistemimizin ‘geliştirilmesi’ ve ‘millileştirilmesi’ hem bir iş-uğraş olarak kolay değil, çok ciddi proje-kadro ve çaba gerektirir, hem de içeriden ve dışarıdan onu engellemek için çok yoğun bir taarruz/saldırı olacaktır. Ancak buna rağmen, bu iş ve eylem, ‘inanmış kadrolarla’ rahatlıkla yapılabilecek bir iş ve eylemdir. Bundan asla kuşku duymamak gerekir.
Bu çerçevede önce bunun projesi üretilmelidir. Bilindiği gibi bizim bütün çabalarımız bu yöndedir ve bunun içindir. Böyle bir projenin ipuçlarını, yer yer ayrıntıya varıncaya kadar aylardır yazıyoruz. Ancak bugün sizlere bunu biraz daha panoramik ve köşe taşları/parametreleri şeklinde arz etmek istiyorum.
Eğitim sistemimizin ‘geliştirilmesi’ ve ‘millileştirilmesi’ projesi,
önce ülkemizdeki Müslüman alimlerin ortaklaşa olarak dünya görüşümüzü üretmeleriyle başlamalıdır. Millet olarak kendi inancımız ve tarihi birikimimize göre kendi dünya görüşümüzü açık ve net bir şekilde ortaya koymalıyız. Ortaya konulacak bu dünya görüşünden, Müslüman eğitim bilimcilerin eli ile ‘eğitim felsefemiz’, ‘insan felsefemiz’ ve ‘bilim felsefemiz’ üretilmelidir.
Yine ülkemizin eğitim ve diğer fakültelerinden yetişmiş eğitim bilimcilerinden, günümüz eğitim sistemlerinin bilgileri, ‘sistem halinde değil’, ‘yalın bilgi halinde’ alınmalıdır.
Engin kültürümüzden, geçmişte medeniyetimizi oluşturan sağlıklı, dengeli ve tutarlı bilim üretme ve onları geliştirme bilgi ve yöntemleri ile aktif ve üretken eğitim sistemimiz bugüne taşınmalıdır.
Ülkemiz, gönül coğrafyamız ve dünyanın değişik bölgelerinde yaşayan Müslüman bilim insanlarından özellikle de eğitim bilimcilerinden, çağdaş ama her şeyiyle ‘milli bir eğitim sisteminin’ nasıl kurulacağının bilgi, kültür ve yöntemi alınmalıdır.
Uzun uğraşlar sonucu oluşturulacak ya da toplanacak olan bu ‘değerli malzemelerle’ eğitim sistemimiz bir yandan geliştirilecek, bir yandan da yerli, milli ama aynı zamanda evrenseli kucaklayacak olan Milli Eğitim Sistemi kurulmağa başlanmalıdır.
Halkımızın ifadesiyle bu malzemelerden lezzetli, sağlıklı, besleyici ve geliştirici ‘tatlı helva’ yapımı/eğitimin millileştirilmesi gerçekleştirilecektir.
Bugün artık bu helvanın yapımı/ eğitimin millileştirilmesi için gerekli bilgi-birikim, kadro ve onları helva yapımında yönetecek usta yönetici de vardır. Yeter ki, onların önü açılsın, ülkemizin ‘tarihi yürüyüşü’ yeniden başlayacaktır.