Son zamanların en çok konuşulan filmlerinden Babamın Sesi’nin galası dün Beyoğlu Sineması’nda yapıldı. İstanbul Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülünü kazanan Babamın Sesi, aldığı En İyi Film ve En İyi Senaryo ödülleriyle de Adana Altın Koza Film Festivali’ne damga vurmuştu.
Çekimleri Elbistan ve Diyarbakır’da gerçekleştirilen filmin yönetmenliğini Orhan Eskiköy ve Zeynel Doğan üstleniyor. Orhan Eskiköy'e ait senaryo Zeynel Doğan'ın hayat hikayesinden yola çıkılarak yazıldı. Filmin başrollerinde ise Zeynel Doğan’la beraber annesi Basê Doğan ve eşi Gülizar Doğan yer alıyor.
Maraş Katliamı’ndan etkilenen bir ailenin hikayesinin anlatıldığı Babamın Sesi’ni merakla bekliyordum. Oyuncularıyla, kurgusu ve anlatım diliyle film beklentilerimin çok üzerine çıktı. Derin ve sanatsal bir anlatımı olan Babamın Sesi'nde duygu izleyiciye çok iyi bir şekilde aktarılıyor. Detaylarda verilen ince mesajlar da çok etkileyiciydi..
Çok sayıda sinemasever ve ünlü ismin katıldığı galada BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve birkaç BDP milletvekili de film ekibini yanlız bırakmadı.
Davetlilerden bir kaçına filmi nasıl bulduklarını sordum:
"KÜRT VE ALEVİ SORUNUNA KARŞI ÖNYARGILI OLANLAR BU FİLMİ İZLESİN"
SELAHATTİN DEMİRTAŞ:
Öncelikle herkesin bu filmi bir kez izlemesini isterim. Kürt ve Alevi sorunlarına karşı önyargılı olanların bu filmi izlemesini daha çok arzu ederim. Siyasette bizim anlattıklarımız önyargıyla karşılanabiliyor. Anlatmak istediklerimizi doğru ifade edemiyoruz. Bu film her şeyi anlatıyor. İnsanlar sinema salonlarına girerken önyargılarını dışarıda bırakıp izlesinler. Eminim ki görüşleri, düşünceleri değişecektir. Çünkü devlet, bu sorunu bilmeyen, haberdar olmayan ya da ne kadar yakıcı olduğunu anlamayan insanlara, toplumun geneline dayanarak sorunun çözümsüzlüğünü sürdürüyor. O nedenle herkes sorunla ilgili bilgi sahibi olursa vicdanla yaklaşırsa çözüm daha kolay olur. Filmi yapanları emeklerinden doğru kutluyorum. Küçük bir çocuğun okulda Türkçe konuşmaya zorlandığı sahneden çok etkilendim. Benim başıma gelmedi ama bu yaygın bir hikayedir.
Çözüm sadece siyasetten beklenmemelidir. Sanat öyle bir güç ki siyasetin çözümsüzlüğünü teslim alır. Sanatın gücüne inanıyorum. Bu tür şeyler sadece bize yol gösterici olabilir.
"ADANA'DA ÖDÜL ALDIĞI ZAMAN HAVALAR UÇTUM"
DEVİN ÖZGÜR ÇINAR:
Ben filmi Adana’da izlemiştim, çok beğendim. Filmin anlattığı olay insanı başlı başına etkileyen bir şey. Filmin anlatımını, oyunculuklarını ve senaryosunu çok beğendim. Adana’da ödül aldığı zaman havalara uçtum. Çok incelikli bir anlatımı var. Annenin telefonun açıp açıp aslında karşısında kimse yokken konuşması, herkesi oğlu sanması beni çok etkiledi. Aslında film bütün olarak beni çok derinden etkiledi.
"BÖYLE BİR FİLM BULACAĞIMI BİLMİYORDUM"
MAHİR İPEK:
Karşımda böyle bir film bulacağımı bilmiyordum. İşin görsel tarafında bu şiddetin bir parça görüneceğini düşünüyordum. Aslında o anlamda da ayaklarım geri geri gidiyordu. Çünkü insan gerçekten dayanamıyor. Ama öyle bir film yapmışlar ki hiçbir şey göstermeden her şeyi anlatıp göstermişler. Türkiye’nin yıllardır kanayan yarasını böylesine gün yüzüne çıkarabilmek meseledir. Çok etkilendim. Her sahnesi kendi içerisinde filmin genel hikayesinin dışında mesajlarla dolu. Bu filmi izleyenin yüreği varsa mesajları alır. Son derece barışçıl insani bir film. İlk filmleri İki Dil Bir Bavul da öyleydi.
"ALDIĞI TÜM ÖDÜLLERİ HAK EDİYOR"
RIZA KOCAOĞLU:
Çok değerli bir film. Günümüzde çektiğimiz acıları eskiden çekmiş olduğumuz acılarla çok doğru kolajlamışlar. Konunun altını sanatlı ve şiirsel çizdiklerini düşünüyorum. Aldığı tüm ödülleri hak ediyor. Çok iyi bir sinema dili var. Herkese tavsiye ediyorum.