Ajandahaber

Barış sürecinde en büyük riski alan iki isim

GÜNCEL

Haber7, çözüm süreci kapsamında Güneydoğu ve Ege'den sonra Akdeniz'de vatandaşların nabzını tutmaya devam ediyor. İlk durağımız Akdeniz'in incisi diye tabir edilen Mersin oldu.

VİDEO İÇİN TIKLAYIN

GALERİ İÇİN TIKLAYIN

Son genel seçimlerde AK Parti'nin birinci olduğu, Büyükşehir Belediyesi'nin CHP'li, merkez ilçelerden birinin MHP, birinin BDP diğerinin ise CHP'li olduğu bir kent Mersin...

Türkiye'nin en çok göç alan illerinden biri olan Akdeniz'in incisi diye tabir edilen Mersin'de nüfus dağılımı oldukça karışık.

Durum böyle olunca değişik siyasi görüşe sahip insan da o kadar fazla.

Çözüm süreci tartışmalarının yaşandığı şu günlerde Mersin'de de gündem aynı…

Sokaktaki vatandaş da, esnaf da, siyasiler de terörün bitmesinden yana. Ancak hepsinin de bazı şartları var. Kimi hükümetin bu konuda attığı adımı sonuna kadar desteklerken, kimisi de mesafeli duruyor.

Milliyetçi kesim bu sürece en başından karşı. Hiçbir şekilde terörist başı Öcalan ve onun siyasi uzantılarıyla pazarlığa oturulmasını istemiyor.

VATANDAŞLAR ÇÖZÜMDEN YANA



İşte Mersin'de çözüm süreci için ‘Kim ne diyor?'un yanıtları:

YENİ İŞ KAPILARI AÇILACAK

Mersin AK Parti İl Başkanı Mekin Merter Salt

Bu adımlar zaten atılması gereken adımlardı. Akan kanın durması hepimizin istediği olmalı. Analar artık ağlamasın istiyoruz.
Bu çözüm sürecine iyi yürüdüğünde bu akan kanlar durduğunda Türkiye için muazzam bir dönem başlayacak. Ben aynı zamanda ticaret de yapan biriyim. Büyük kısmı da ticari ilişkilerimizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde.

Diyarbakır'da şuan gayrimenkul fiyatları almış yürümüş. Oralar da ev ve arsa fiyatları prim yaptı. Herkeste umut oldu. Ticaret canlanmaya başlamış bile.

Bu süreç iyi giderse Türkiye'ye uluslararası derecelendirme kuruluşlarının verdiği o küçük artılar daha da büyük olacak.
Dışarıdan yatırım gelmesi yeni iş kapılarını açacak. İşsizlik azalacak. Hepsi bunların zincirleme etkisi olan gelişmeler.

Ayrıca Mersin için söyleyeyim, şehit cenazesi gelmeyecek bazı kesimler bu durumdan oy hesabı yapamayacak. Mersin, doğudan büyük göçler alan bir il. Son yıllarda Mersin'de yaşanan istenilmeyen olaylar da artık olmayacak. İlimiz huzur kenti olacak.  Mersin, BDP'nin Türkiye ortalamasının iki katı oy aldığı bir kent. Burada çok sayıda Kürt vatandaşımız var. BDP'ye oy verenlerin büyük bir kısmı baskıdan dolayı oylarını veriyor. Baskı olmazsa bu vatandaşlarımız AK Parti'ye oylarını verecek. Çünkü bunların çok büyük bir kısmı mütedeyyin insanlar.

Hükümetimiz iyi niyetli. Bakın bir muhalefet partisinin lideri ‘Vur de vuralım öl de ölelim' diyenlere ‘Zamanı gelecek' diyebiliyor. Ama benim liderim cezaevine giderken onu uğurlayanlar da benzer şeyler söylediklerinde benim başbakanım ‘Olmaz öyle. Biz hakkımızı hukuk çevresinde arayacağız' demişti. Biz bu kadar netiz. Ama muhalefetin ve MHP'nin kafası karışık.

TÜRKLERİN DE HAK İSTEME DURUMU ORTAYA ÇIKMIŞTIR
 
MHP'li Mersin Toroslar Belediyesi Başkanı Hamit Tuna
 
Detayda içerik olarak çok bilmediğimiz ama bu insanların bin yıllık kardeşliği bin yıllık beraberlikleri bin yıllık geçmişi kaderde sevinçte tasada beraber oluşlarını yani böyle bir milletin bazı değerlerini kaldırırsanız millet olma birlikte olma özelliğini ortadan kaldırırsınız. Bu hızla bir bölünmeye götürür.  
 
Açılımla beraber bazı konularda vereceğimiz tavizler gelecekte özellikle Güney Doğu Anadolu Bölgesinde çok önemli bir sorunlara neler olabilir.  

Milletin değerlerinde dil ortak paydadır. Dili bütün olmayan bir milleti tek millet olarak kabul etme şansınız yoktur. Tek millet, tek vatan, tek bayrak bunlar söylemde güzel de ama dilde kalmamalı. Taviz verilirse Misak-i Milli sınırlarımızdaki toprağımızı kesinlikle bu süreç böler.

Bu kadar taviz, 35 bin şehit, diğer ölen bebeklerin bu kadar yaşanmışlıkların üstüne, İmralı canisiyle ilgili ev hapsine hatta bağımsız kalabilme ihtimalinin de konuşulduğu bu süreçte, kendini Türk hisseden hangi kökenden olursa olsun bu milletin değerlerini savunan insanların vicdanı yaralanır.  Sanki hep taviz veren tarafın kendileri olursa bu sefer de Türlerin  hakkıyla ilgili talep ortaya çıkmıştır.  
 
Bu süreçte Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'nin de ‘öl de ölelim vur de ölelim' haykırışına 'sıra ona da gelecek' sözlerini kullanmasından daha doğal bir şey yoktur. Genel Başkanımızın oradaki çıkışı doğru. Daha Türk milleti sözünü söylemedi. Kimlerin ne yapmak istediği ortada.   

Bir siyaset bilimcisi demiş ki: Türkler her zaman dizleri üzerinde emeklemek durumunda  bırakılmalıdır. Ne zaman ki Türkler ayağa kalkıyor dünyanın dengesi bozuluyor.   
 
Devletin geleceğiyle ilgili kafa yoran insanların yarının ne olacağını görebiliyorlar. MHP'ye karşı büyük bir sempati duyuyorlar.  Kim ne derse desin huzur ve güven içinde yaşamak herkesin isteği. Savaştan yana değiliz barış içinde yaşamak istiyoruz. Bizleri birbirimize düşürmek isteyenlere inat bu milletin birliğinden beraberliğinden yanayız.  

2002 yılında iktidarı sıfır terörle alan hükümetin Türkiye'yi getirdiği durum ortada.  
 
Mersin'de artık bir ev sahibi kiracısına 'Türk müsün Kürt müsün' siye sorar oldu. Birçok kentte de durum aynı.  Gelinen nokta hiç iç açıcı değil.  Milletimizin varlığına kastedilirse MHP eskiden olduğu gibi yine tavrını ortaya koyacaktır. Son sözümüzü söylemedik.

EN BÜYÜK RİSKİ ERDOĞAN VE ÖCALAN ALDI

BDP'li Mersin Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk

Çözüm süreci eğer olumlu tamamlanırsa sadece Mersin değil Türkiye'nin geneline büyük katkı sağlayacaktır. Geç bile kalınmış bir adım ve olması gerekendi.

TÜSİAD Başkanı ve birçok sivil toplum kuruluşu söyledi ‘Bu kadar senedir de var olan bir şeyi inkar üzerinde de yapılmış büyük bir haksızlıktır' dediler. Bu kadar sene de heba edildi. Kürtlük ya da Türklük doğuştan verilmiş bir haktır. Bu çocuğun elinde değildir.  Bunun için kimse siyasi hesap yapmamalı.

Bundan geçinen mantığı artık bırakmamız lazım. Bu mantık ülkeye kazandırmaz bu ülkeden başka bir ülkemiz de yok. Beraber birlikte yaşamalıyız. Buna Ortadoğu'nun da ihtiyacı var.

ERDOĞAN BÜYÜK RİSK ALDI


Oy hesabıyla yapan bir parti olsa kendi oyunun geldiği noktayı korur o da eski yönetimler gibi görevini tamamlar gider. Süleyman Demirel 40 yıl başbakanlık yaptı bu memlekete ne yaptı sadece Ergenekon'un emrinde çalıştı. Ergenekon da onu başbakan yaptı böyle al gülüm ver gülüm mantığıyla bu ülke yıllarca kaybetti.

Erdoğan'ın AK Partisi yüzde 50'nin üzerine çıkan bir partidir. Sorumluluk ayrı bir şey liderlik ayrı bir şeydir. Bu sorunu çözen bu ülkeye en büyük hizmeti etmiş olacak.

Olur da süreç başarısız olursa Erdoğan kaybedecek, onunla beraber İmralı da kaybedecek. Yani Öcalan da nüfuzunu kaybeden iki kişiden biri olacak. İki ismin de kitleler üzerinde geçen sözü var..

AK Parti şuana kadar Türkiye'de ciddi tabuları yıktı. Türkiye'yi sivilleştirdi. Bilim adamlarıyla sohbetlerimizde  -biz bile Türkiye'nin böyle yönetildiğini bilmiyorduk - diyor.

Bugünler de AK Parti'nin büyük emeği var ama en büyük bedeli Kürtler ödedi. Hem de çok ağır ödedi. Bu süreci iyi götüren destek olan insanlar tarihe geçecek. Destek sunmayanlar ise günübirlik kendi saltanatını kendi geçimi kendi menfaatini düşünendir.

MERSİN ÇOK ÖZEL BİR ŞEHİR

Mersin Emniyet Müdürü Arif Öksüz

Şuanda büyük bir ümit var. Türkiye bu süreçten kazanarak çıkarsa tüm iller içinde en çok kazanan Mersin olacak.

Bu sorun yıllardır sürüyor. Değişik yıllarda değişik isimlerle ortaya çıktı. Bu atılan son adım terörü çözmek için atılan adımlar arasında en güçlüsü.

Ülkemiz bu süreç sonunda potansiyelini artıracak, vatandaşımız geleceğe daha başka bakacak.

Mersin ise hafızalardaki o terör olaylarını, taş atma bayrak yakma gibi olayları silip atacak. Hak ettiği imaja kavuşacak.

Mersin çok özel bir şehir. Bu imajı hiç ama hiç hak etmiyor.

Burada değişik dinden insanlar yıllarca barış içinde yaşarken aynı dinin mensubu insanlar neden yaşamasın.

ARTIK VATAN SAĞOLSUN DİYEMİYORUZ

Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit, Dul ve Yetimleri Mersin Şube Başkanı Cengiz Sevinç

Biz neyin çözümü olduğunu çözebilmiş değiliz açıkçası. PKK‘nın siyasallaşması mı yoksa terörün bitmesi mi. Çünkü terörün bittiğini hükümetten başkası söylemiyor. PKK  terörün bittiğini söylemiyor.

Biz terörün bitmesini en çok isteyen toplumuz ama malesef hiç kimse bizim fikrimizi sormadı şuana kadar. Malesef şuan da vatan sağ olsun diyen şehit analarımız bu süreçten sonra hiç bir şekilde vatan sağ olsun demiyor. Şehit cenazesinde bir çocuğumuz var onu da göndeririz diyen anneler babalar bugün o sözünü söylemiyor. -Bugün biz neden verelim çocuklarımızı- diyorlar..

Bundan önceki süreçlerde de söyledik şartsız silahlar bırakılacak. Suçlular cezalarını çekecek. Suça karışmamış diye bir kavram yoktur bizim için. Eline silahı alıp dağa çıkan herkes suça karışmıştır bizim gözümüzde. Bebek katili Apo diye seslendiğimiz kişi şuan barış güvercini olarak gösteriliyor. Şuandaki süreç Türkiye'nin PKK ile kavgası gibi gösteriliyor ama değildir.

Kaybolan uzuvlarımızı geri vermeleri gerekmektedir. Biz birileri için kanımızı vermedik vatan için verdik yinede vatan sağ olsun diyoruz.

Şuan öyle bir duruma geldik ki biz suçluyuz. Gazilik ve şehitlik gibi kutsal iki mertebeye sektör denilemez. Hoş olmayan gelişmeler içersindeyiz ve bizi derinden üzüyor. Bu konuşmaları genel merkezimizin yapması lazım nedense yapmıyorlar. Bizim canımız acıyor.

MOZAİKTEN MERMERE DÖNÜŞMÜŞ BU TOPLUMU KİMSE AYIRAMAZ

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut

Güzel Türkiye'mizde yaşayan insanların arasında "barış ve huzur" sorunu olmamıştır, olamaz da. Bizler bu topraklarda binlerce yıldır aynı coğrafyayı paylaşmanın ötesinde; Aynı siperde kan dökmüşüz, akraba olmuşuz, kardeş olmuşuz. Binlerce yıllık bu beraberlik bizi mozaikten mermere dönüştürmüştür.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak gerek üyelerimiz, gerek Meclisimiz gerekse yönetim kurulumuz olarak hepimiz bu kente bir yerlerden göç ederek geldik. Umudumuzu bu kente bağladık ve Mersinli olduk. Hepimiz geldiğimiz yer ve kültürle gurur duyduk ama Mersinlilik ortak paydasında umudumuzu bu kente bağladık. Farklı etnik kökenlere sahip olan insanlar olarak kökenlerimizle gurur duyduk ama Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı ortak paydasında birey olarak haklar kazandık. Türkiye Cumhuriyetinin bize verdiği haklara haksızlık etmeyelim. İşte bu haklardır ki, çevremizde sıkıntı yaşayan ülkelerin aksine, bizler bugün bu dönüşümleri konuşarak, tartışarak, özgürce yapabiliyoruz.

Bu anlamda, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak;  Barışı, hoşgörüyü, demokrasiyi, yüksek yaşam kalitesini sağlayacak olan her adımı destekliyoruz. Ancak, bunu yaparken sürekli etnik kavramları gündeme getirerek geçmişin yanlışlarını yapma hatasına düşmeden, toplumun genelini rahatsız etmeden, ülkenin genelinde bulunan bir çok sorunu sanki sadece bir etnik topluluğun sorunuymuş gibi göstermeden, tüm ülkeyi kucaklayan bir demokratikleşme, zenginleşme ve eğitim seferberliğine ve hareketine dönüştürmeliyiz.

Bu süreçte, tüm bunların ortaya çıkacağına inanıyor ve Mersin iş dünyası olarak barışa, huzura ve sağ duyuya tüm desteğimizle "varız" diyoruz.

BU SÜREÇTE HER GÖREVE HAZIRIZ

Mersin Girişimci İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Gürsoy

Türkiye'nin önündeki en büyük engel olan terör sorununu çözüme kavuşturacak süreci destekliyoruz. Yıllardır devam eden büyük acılara neden olan sorunu ortadan kaldırmak için Hükümet, büyük bir sorumluluk aldı ve bir adım attı. Bu topraklarda herkes barış ve kardeşlik içerisinde yaşamak istiyor. Bizler de işadamları olarak süreçte boyunca verilen tüm görevleri yerine getirmeye hazırız.

Sürecin olumlu tamamlanması herkesin en büyük temennisi. Güvenin hüküm sürdüğü bölge ile Mersin'in ticari ilişkilerinin yanı sıra sınır komşularımızla yaptığımız iş ilişkilerimiz de artacak. Sürecin olumlu tamamlanması sadece Mersin, Doğu ve Güneydoğu değil, tüm Türkiye'nin gücüne güç katacak.

Terör sorununun çözümü durumunda bölgedeki ekonomik potansiyelin ortaya çıkacağına inanıyorum. Zaman el ele vererek, ekonomik hamleler yapma, ticari ilişkileri geliştirme, yeni istihdam alanları yaratma zamanı. Yıllardır devam eden terör sorununa karşı savunmaya yönelik yapılan milyarlarca liralık harcamalar bundan sonra bölgenin kalkınması için kullanılabilir. Bu bağlamda bölge, ekonomik anlamda iyileşme gösterirken Türkiye de refaha ulaşacaktır. Bu süreci her anlamda iyi değerlendirmek, sağlam adımlar atmak gerekli.

Ancak belirtmek isterim ki ülkemizdeki sosyal ve politik istikrar tek başına yeterli değil. Bölgemiz de bu süreç için önem taşıyor. Bölge ülkelerinin en kısa sürede siyasi sorunlarını barışçıl yollarla atlatmalarını ve istikrarlarını sağlamalarını bekliyoruz.

YETERKİ KARDEŞ KANI AKMASIN

Mersin Akdeniz Sanayici ve İşadamları Derneği (ASİAD) Genel Sekreteri Gazi Dağlı


Sadece Mersin değil Türkiye için çok önemli bir süreç. Burada samimiyet olmalı. Mersin'de bu süreçte sivil toplum örgütleri olarak üzerimize düşeni yapmalıyız.

Çözüm süreci başarıya ulaşırsa, iş olanakları açılacak. Özellikle Mersin'de insana da yatırım yapılırsa burada örneğin taş atan çocuklar olmayacak.

Mesela Öcalan'ın yakalandığı tarihin yıldönümünde olsun, Nevruz'da olsun burada iş yerleri zorla kapattırılıyor.

Kürt kökenli vatandaşlarımız meydanlara zorla götürülüyor. Ama iş yeri sahibi istemiyor.

Onlar ekmeğinin peşinde. Binlerce insan burada işyerlerini açamıyor. Çözüm süreci iyiye giderse artık hiç yoktan bu sorun Mersin'de olmayacak.

Tüm dileğimiz bu ülkede kardeş kanının akması..

GEÇ KALINMIŞ BİR ADIM

Yalçın Karagülle (Turizm İşletmecisi)


Her konu da bana göre adım atılması gereken ve geç kalınmış bir karar. Bu zamana kadar vatan evlatları şehit oldu ne arttı ne eksildi yine olaylar devam etti.

Hiç bir şey artıya geçmedi maddi ve manevi olarak.

Çok geç kalınmış bir karardı. Bunca yıldır ekonomimizi terör sömürdü. Eğer terör biterse ülke canlanacak.

Şayet artık o bölgelerde silahlar susar, akan kan durursa  bölgeye yatırım yapmayı düşünüyorum.

Doğunun insanı bile kendi memleketine yatırım yapmaya çekinip batı ya giderken terör bittiğinde neden olmasın ki?

HABER 7

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.