Develere çöl gemileri derler, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır ve gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tad devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir; türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir.
Hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün ortadoğu'nun âdeti budur, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olmuşlar.
Ülkeye ucuz işgücü giriyor, ses etmiyoruz söylemi ihanettir. Taliban ve İran üzerinden ülkeye adam girmesine izin veriliyorsa bu hoş değil. Suriye bu ülkenin 600 yıl beraber yaşadığı topraktır. Afgan ile hiçbir zaman eş tutulmamalıdır.
Her bitki her yerde yaşamaz, bu gelenlerden ne işçi olur nede usta. Bu gelenlerin bildikleri tek iş uyuşturucu üretmek ve savaşmak. Bu gelenlerin çoğunluğu Usame bin ladin'in eğittiği korkak asker türleridir, bunu bile başaramayanlar nasıl bu ülkede çalışır, kaliteden ne anlarlar.
Almanya ve İngiltere Afganları alacağını açıkladı, resmi yoldan okumuş, iş sahibi, kaliteli insan alabilirim diyorlar. Elbette kendini yetiştirmiş insan her ülkeye katkı sağlar. Gelenlerin askeri mi işçi mi olduğu kontrol edilmesi, uymayanlar sınır dışı edilmeli.
Patron, işçiye para vermiyorum, bana ucuz işçi lazım diyorsa,
bu işi uzun vadede yapamayacağını gösterir.
Kimse kazandıklarını kaybetmek istemez, burada vatan sözkonusu. Onlar para kaybetmesin biz vatan kaybedelim.
Ucuz işçi için, veya bu söylemi yapanı kınamak lazım.
İşçi de bu ülkenin bir parçası.
Öğretin, eğitin, iş verin.