Bu kısa zaman içerisinde bilinen, gözle görünen ya da yeterince fark edilemeyen birçok hizmeti var. Ayrıca 15 yıllık Özcan döneminin son bir yılını mercek altına alıp, bu kısa zamanda ulaştığı usulsüzlükleri ve haksız ödemeleri açıklama cesaretinde bulundu.
CHP İl Başkanı Akar ise, iddialara karşı bir basın açıklaması yapıyor; Özcan'ı ve Büyükşehir Belediyesi'ni savunuyor.
Sn. Kocamaz Belediye'deki son durumu ve yapılan bir yıllık usulsüzlükleri açıklayan bir basın toplantısı daha yapıyor; ayrıntılı bilgiler ve belgeler veriyor. Bu basın açıklamasından sonra da Akar, ikinci bir basın toplantısı yapıyor ve yeniden özellikle Özcan'ı savunmaya çalışıyor.
Ama Özcan hala ortada yok…
15 yıl bu kentte Belediye Başkanlığı yapacaksın ve devir teslim törenine dahi katılmayacaksın.
İki ay ortaya çıkmayacaksın. Suçlamalara cevap vermeyeceksin.
Belediye ile ilgili olumlu olumsuz hiçbir şey söylemeyeceksin.
Bu nasıl bir Mersin'i sevmek; nasıl Mersin'i barış ve hoşgörü kenti yaptığı iddiasının arkasında durabilmek?
Tabii Akar'ın Özcan'ı savunması bir başka garabet örneği...
Seçim yenilgisinden sonra tıpkı Ak Parti İl Başkanı gibi istifa etmemekte direnen Akar hala Özcan'ı savunarak ve Mersin'in ne kadar gelişmiş bir kent olduğunu söyleyerek kendi durumunu daha da zorlaştırıyor.
Ak Parti İl Başkanı da 56 gün istifa etmemekte direndi. Bu direnmenin sonunda kendisini, partisini, yönetimini büyük ölçüde yıprattı.
İlk gün istifa etse, şimdiye kadar konu unutulurdu, kendisi de onurlu bir davranışta bulunmuş olur, saygı görürdü.
Salt 56 gün direndi, Akar 65. gününü doldurdu.
Akar şöyle başlıyor basın toplantısında sözlerine;
“Mersin'de % 32 oy oranıyla iktidara geldiğini, Mersin'de % 100'ün Belediye Başkanı olacağını söyleyen Kocamaz, saçma sapan basın bülteninde Mersin'in talan edildiğini söylemiştir. Mersin'i kim talan etmiştir, neyi talan etmiştir, nasıl talan etmiştir. Elinizde belge var mıdır? Elinizde belge varsa, savcılığa intikal ettirdiniz mi? Eğer elinizde belge yoksa insanları yok yere neden suçluyorsunuz? Sürekli olarak denetim geçiren, Sayıştay kontrolünde olan Türkiye'nin en başarılı belediyelerinin başında gelen Mersin Büyükşehir Belediyesi'ni önceki dönemde kötü gösterme gayretiniz nedendir? Bu Mersin Büyükşehir Belediyesi sizden önce o kadar başarılıdır ki; siz dahi vermiş olduğunuz bilboard reklamlarında Mersin'in Fuarlar ve Festivaller şehri olduğunu yazıyorsunuz. Tabii ki Mersin aynı zamanda sporun, kültürler arası diyalogun, sanatın, kardeşliğin, barışın da şehridir.”
Gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum.
Acaba yanlış mı okudum ? diye bir daha okuyorum; sonra acaba başka bir ilden mi söz ediyor? diye bir kez daha okuyorum ve adeta kendimden şüphe duyuyorum.
Arkasından da Sn. Kocamaz'ın Tarsus Başkanlığını eleştiriyor.
Sn. Kocamaz'ı bazı yazılarımda ben de eleştirdim. Tarsus'ta bulunduğum dönemde bazı eleştirilerim oldu. Ama bizi şu an Tarsus'un geçmişi ilgilendirmiyor. O Tarsusluların sorunu.
Biz Mersin ile ilgileniyoruz.
Sn. Kocamaz yeni bir başlangıç yapmıştır, yeni bir görevdedir.
Bizi son iki aydır yaptıkları ilgilendirmektedir. Ona dönük eleştiri ve övgü için bir süre vermek gerekir. Bu süre de iki ay değildir.
Ve şikâyet ettiğimiz 15 yılın biriken tüm olumsuzluklarının çözülmesi ve gerçeklerin ortaya çıkarılmasını iki ayda isteme adaletsizliğinde bulunmamalıyız.
Verdiğimiz yeterli sürenin sonunda eleştirmeye başlayabiliriz ama partizanlık, adam kayırma, haksız suçlama yapmadan; suçluları savunmadan, adalet ve vicdan ölçüsünde…
Akar bu sefer de 11.300 tl. maaş alan çaycıyı savunuyor. 36 yıl çalıştığını söylüyor. Herhalde çevremizde 40 yıldır çalışan ve hala asgari ücretle yaşamaya çalışan yüzlerce insan vardır.
Gariptir ki savunurken, savunduğu her konuda daha fazla batarak, eleştirilerin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.
CHP yöneticilerinin Belediyede çalışmaları içinde bakın ne diyor;
“Cumhuriyet Halk Partisi'nde yönetici ya da üye olanların, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi Türkiye'nin her yerinde buldukları işte herkes gibi çalışma hakları vardır. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi alın terini döktüğü gibi karşılığını da tabii ki alacaktır. Mersin'de bu kadar yoğun halkın teveccüh ettiği bir partinin, altı yöneticisinin Mersin Belediyesi'nde çalışıyor olmasının rahatsızlığı nedir sakıncası nedir ?
Burada maalesef birkaç süslü, kusur örtücü söz kullansa da iddiayı kabul etmiş oluyor.
Hala Sn. Kocamaz'ın teşekkür ilanlarında üç hilal kullandığını eleştiriyor. Bunu ilk eleştirenlerden bir ben oldum. Sn. Kocamaz bunu hemen değiştirdi ve düzeltti. Eğer bir kişi hata yapıyor ve eleştirilince de bunu hemen düzeltiyorsa, o zaman bunu hala eşelemek, kötü niyet göstergesidir.
Yine Akar faturaların maliye bakanlığından tasdikli belgeler olduğunu söylüyor. Yani günlerdir tekrar tekrar söylenen “faturalı, usulüne uydurulmuş usulsüzlükler” sözünü doğruluyor denilebilir.
Akar devamla şunları söylüyor;
Geldiğiniz günlerde, nerdeyse tüm park bahçeler personelini yol kenarlarında parklarda çalıştırarak, çalışıyor imajı vermeye çalıştınız, ama iki ayın içerisinde size teslim edilen o güzelim Mersin'in her yerini pislik götürmeye başladı. Geldiğinizde Belediyeciliği çok iyi bildiğinizi iddia ettiniz, ama sinekleri larva döneminde yok edemediniz. Şimdi o sinekler, uçar döneme geldi, sinekle mücadeleyi de kaçırdınız. Bu yıl bütün Mersinliler hem de Bütünşehirde, Anamur'dan Yenice sınırına kadar sizin zamanında başlatmadığınız sinekle mücadele yüzünden büyük bir tehlikeyle karşı karşıyalar. Umarız, yıllar önce kaybolan sıtma sizin sayenizde tekrar Mersin'i teslim almaz.
Şu geçen iki aylık sürenin içerisinde size teşekkür etmemizi gerektirecek tek bir iş yapmadığınız gibi, bu eleştirilerimizin de çok hafif olduğunu da bilmenizde fayda görüyoruz
İlginçtir ki daha iki gün önce bir dostum bana Atatürk Caddesini anlatıyor: Yol trafiğe kapanmış, bir tek araç yok, çiçekler ekilmiş, direkler boyanmış…
15 yıldır bunu yapmak o kadar mı zordu? diye de isyan ediyor.
Sinek konusuna gelince: Akar herhalde bu kentte yıllardır sinekle mücadele konusunda neler yaşandığını, alt Belediyeler ile aradaki yetki kargaşasını bilmiyor. Bu uzun bir yazı dizisi olabilir.
Ak Parti İl Başkanı seçim dönemindeki yanlış demeçleri, hatalı seçim stratejileri, verimsiz ekibi ile hem seçimi kaybetti hem de seçimden sonra istifa etmeyerek partisini daha da yıprattı. Ak Partiyi önümüzdeki süreçte bekleyen çok zor bir dönemin hazırlayıcısı oldu.
Şimdi CHP İl Başkanı adeta aynı yolda ilerliyor ve partisini günden güne yıpratıyor.
Burada partisine temiz duygularla bağlı, bir çıkar beklentisi olmayan temiz partililer duruma müdahil olmalıdır; Özcan dönemine ait usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarını körü körüne savunmadan, üzerine gidip gerçeğin ortaya çıkarılmasına ve suçluların cezalandırılmasına yardım etmelidir. Daha aday adaylığı döneminden itibaren Belediye olanaklarını partizan amaçlarla nasıl kullandığını, kamuoyu yoklamaları adı altında kendi Genel Merkezini yanlış yönlendirmek üzere ilgili şirketlere Belediye bütçesinden yüklü ödemeler yapıldığı iddialarını tartışmalıdır.
Eskiye ait kirler temizlenmeden, en azından bu iddiaların dürüstçe araştırılması konusunda çekincesiz destek vermeden temiz bir sayfa açılamayacak, suçsuz partililer de sessiz kaldıkları için bu yükün altında ezileceklerdir.
Güçlü bir İktidar Partisi yönetimi ve yine güçlü bir Ana Muhalefet Partisi yönetimi kente güç katacak, kente yatırımların gerçekleşmesinde ve denetlenmesinde katkı verecektir, vermelidir.
Umarız bu önümüzdeki dönemde gerçekleşir.
Sn. Kocamaz da bu kentin temizlenmesi adına tüm usulsüzlüklerin, yolsuzlukların cesaretle ve kararlılıkla üzerine gitmeli, bu gibi telaş içinde çırpınan çelişkilerle dolu karşı eleştirileri dikkate almamalıdır; var ise suçluların cezalarını çekmesini engelleme amacıyla hatırlı kişilerin araya girmelerine de izin vermemelidir.
Bu en azından artık belediyelerde suiistimali olağanlaştıran yerleşik kabulleri sarsacaktır.
Yaşadığımız süreç, parti ayrımı gözetmeden, bu kentte yaşayan her kişi, kurum ve kuruluş için sınav günleridir. Adil, özenli, dürüst bir soruşturma talebi hep canlı tutulmalı; bunu engelleyici gereksiz ve inandırıcı olmayan göstermelik beyanatlarla kamuoyu meşgul edilmemelidir.