MİT'e gönderilen 'derin' mektup

MİT, Özel Harp Dairesi'nde görevli olduğunu iddia eden bir subayın 'imzasız' ihbar mektubunu Meclis'e gönderdi. Mektupta Özel Harp Dairesi'yle ilgili çarpıcı iddialar var.

MİT'e gönderilen 'derin' mektup

Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na gönderdiği belgeler arasında, eski MİT Müsteşarı Emre Taner'e yazılmış çarpıcı bir mektup da yer aldığı ortaya çıktı.

Vatan Gazetesi'nden Deniz Güçer'in haberine göre, Özel Harp Dairesi'nde görevli olduğunu belirten bir subayın yazdığı mektupta; Dink suikastı, Danıştay saldırısı, misyoner cinayetleri gibi olayların arkasında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki Seferberlik Başkanlığı'nın olduğu öne sürülüyor.

Eski müsteşar Emre Taner'e hitaben yazılan mektupta Seferberlik Başkanlığı'nın 3 ana bölgesinin bulunduğu kaydediliyor.

Bunlardan birincisi Trabzon bölgesi. Mektupta yazılanlara göre, bölge insanının milliyetçilik duyguları üzerine operasyonlar planlandığı belirtilerek, papaz cinayetleri, TAYAD eylemleri, Dink cinayeti, bu yöredeki yerleşik teşkilat tarafından yapıldığı ifade ediliyor.

İkincisi ise Hatay bölgesi. Gönderilen belgede, yakın zamanda bölge Ermeni, Süryani konularında hareketlilik yaşanacağı, özellikle ABD-Saros merkezli kuruluşlarla yapılan ortak proje ile yörede bir Ermeni- Türk- Süryani çatışması çıkartılacağı yazıyor.

Üçüncü bölge ise Malatya. Darbe Komisyonu'na gönderilen mektupta, Malatya yöresinde sayıca fazla olan tarikatları bir terör örgütü haline sokmak için çalışma yapıldığı belirtiliyor.

Subay, mektubunda teşkilatın yapısı hakkında da detaylı bilgiler verdi.

Buna göre, TSK mensuplarına bağlı olarak çalışan teşkilat 3 asil, 1 yedek kadrodan oluşuyor.

1- Beyazlar (Şehir yer altı kadrosu)

2- Siyahlar (Gerilla kadrosu. Subay ve erlerden seçilir. Sayıları 2 bin 500'e yakın)

3- Yeşiller (İşlerden haberdar olan fakat teşkilata alınmayan kişiler. 100 kadardır. Haberleşme ve malzeme konusunda yardımcı olurlar)

4- Turuncular (Herhangi bir yüz kızartıcı sebeple teşkilattan ayrılan kişiler. 350 kadardır. Takip ve adli bir sıkıntı yaşanmıyorsa iş yaptırmaya devam ettirilir. Ölene kadar irtibat devam eder)

Adını açıklamayan subay, mektubu şu cümlelerle bitiriyor: "Sayın Müsteşar; yurt içinde Seferberlik Bölge Başkanlık sayısının 12'den 24'e çıkarılması planlanmaktadır. Bölge başkanlıkları bünyesinde görevli sivil personelle ilgili çok ciddi kaygılar taşımaktayım. Bu sivil personelin çoğu, toplum içinde pimi çekilmiş bombadan farksızdır. Bölgenin sorumluluk alanındaki insanlar ‘Kurtarılacak Kişiler', ‘Yararlı Kişiler', ‘Zararlı Kişiler' olarak kategorize ediliyor. Bir bölgenin kriterlerine göre ‘iyi' olarak fişlenen, bir başka bölgenin kriterlerine göre ‘zararlı' kişiler olarak fişlenebiliyor. Seferberlik Bölge Başkanlarına bağlı sivil kişilerin de bilgisi dahilinde değişik yerlere gömülmüş silah ve malzemelerin bulunduğu askeri mühimmat depoları vardır. Bunların tamamının sürekli kontrol altında tutulması olanaksızdır. ‘Yararlı kişilerin' ve ‘zararlı kişilerin' isimleri var"

Mektupta, ‘Beyaz' ve ‘Siyah' olarak tanımlanan bazı kişilerin isimleri de yer alıyor.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER