Dijital Çağda Kölelik 2

Genç Kuşak 

Eskiden şöyle bir deyiş vardı; "Doğur, okut, büyüt, işe başlasın, para kazansın sonra elin kızına/oğluna ver." derlerdi. Şimdilerde doğurup daha büyümeden Bill Gates ve Mark Zuckerberg veriyoruz. Global köyün muhtarları neye karar verirlerse bizlerde onlara uymak ve uygulamak zorunda kalıyoruz. Bizlerde dünyaya yeni gelen bebeklerimizin ellerine tablet ve telefon vererek onlara teslim ediyoruz. 

Hz. Ali (r.a.), "Çocuklarınızı bulunduğunuz zamana göre değil, onların yaşayacakları devre göre yetiştirin" demiştir. Çocuklarımız çağın gerisinde kalmasın diye çabalarken, büyük tuzağın içine atmışız, bilgisayardan faydalanması gereken çocuklar bilgisayar oyunun oyuncusu olmuş. Hayatı oyun zanneden çocuklar yetiştirmişiz. 

Çocuklarımıza Z kuşağı demek, onları ötekileştirmektir.

Z kuşağı veya Z jenerasyonu, Y kuşağı'ndan sonra gelen ve Alfa Kuşağı'ndan önce gelen bir demografik kuşaktır. 1997-2012 yılları arasında doğan kişilerden oluşmaktadır. Kişilik özellikleri; bireysel, sorgulayıcı, internet üzerinden sosyalleşen, bilgiye çabuk ulaşması nedeniyle kolay sıkılgan, antiotoriter tiptedir. Araştırmacılar ve medya bu kuşağı takribi 1990'lı yılların sonundan 2010'lu yıllar başlayana kadar doğan kişilerin oluşturduğunu söylemektedir. 

2012 yılında, USA Today, online platformunda okuyucuların Milenyallerden sonraki gelecek neslin adını seçmeleri için bir yarışma düzenledi. Z Kuşağı adı önerildi. Önerilen diğer bazı isimler şunlardır: iGeneration, Gen Tech, Gen Wii, Net Gen, Dijital Yerliler, Çoğullar ve Zoomers.

Yeni dünyanın patronları kendi çocuklarınızı ötekileştirmek, anne ve babasından uzaklaşmak için, çocuğumuzun adını Z kuşağı çocukları koydular. Bilinçli bir şekilde yapılmış, hareket etmişler, ötekileştirmişler. Çocukların karnını doyurmak, üstünü başına kıyafet almak, barındırmak bize ait onların kullanmasını başkasına vermişiz. 

Z kuşağı; kendi gençlik yıllarımızı hatırlarsak, bunlarla birde yeni teknoloji ilave edersek, sanki değişen bir şey yok gibi, bizler nasıl baba ve dedelerimize uzak büyüdüysek şimdi çocuklarımız bizden uzak büyüyor. İbn-i Haldun ”(1332-1406) Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer.” der. 

Z Kuşağı diye ayrıştırıp zincirin halkasında kopuk kuşak yapmak istiyorlar Bu Kuşak 5-10 yıl bu ülkeyi yönetecek yönetime gelecekler... Kendi ellerimizle kayıp bir kuşağın oluşturacağız, yıkımı şimdiden görmek ve bunun önüne geçmek gerekir..

Kişi hayatının evresindeki üstlendiği rolü oynar. Gençken; ilerici, devrimci olup yaşlı ihtiyar olunca muhafazakar ve koruyucu olur. Değişen zamana karşı oynanan oyundur. Babalarımız bizleri nasıl eğitmek istediyse, bizde çocuklarımıza aynı davranıyoruz. Babalar la ilişki, roller değişti sen baba oldun çocuğuna uzaktan kontrol etmesini öğrenmen gerekiyor. 

Biri, İbn-i Haldun’a sordu: "-Çocuklarımızı nasıl terbiye edelim?" İbn Haldun Dedi ki: "-Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın. Zira zaten size benzeyeceklerdir... Kendinizi terbiye edin yeter…." burada ki en büyük hata çocuklarımızı biz değil, internet ve televizyon eğitiyor. Bizim zamanımızda Bill Gates ve Mark Zuckerberg yoktu. 

Dünyada dolar ile alınıp satılan her şey insanları köleleştirmek için kullanıldı. Malzemesi petrol, silah ve ilaç. Bunların çocukları babalarının ne iş yaptığını bile bilmez. Aklı muhafaza, bedeni muhafaza, malı muhafaza üzerinde kapitalizmin kölesi olma yolunda ilerliyoruz. Bu sistem doğru sistem olmadığını acı şekilde gösterdi. 

İnsanlığın geleceği islam olmak zorunda. İyi insan olmaktan korkan yeni yetişti. Yaşasın kötülük diyen insanlar türedi. Hayasızlık sokaklara taştı, dünyanın çivisi yerinden çıktı. Özümüze dönmezsek büyük hata olur. Dinin, ahlâkın, edebin, hayanın, islamın azalması toplumda suç ve suçlu insan sayısını artıracak, dünya yaşanmaz bir yer haline gelecektir. 

“İnsan beyni değirmen taşı gibidir, ne koyarsan onu öğütür, boş bırakırsan kendini öğütür.” Çözüm olarak usta çırak ilişki içinde, hobi ve sanat faaliyetini artırmak gerekir. Bilgisayar yerine ağaç, fırça,makas, bıçak, kalem, müzik aleti vermek gerekiyor. İnsanın içindeki ruhsal boşluğu doldurmak, bilim insanı yetiştirmek istememiz, hepimizin işin ucundan tutması gerekiyor.

Çocuklarımızı çağa feda etmek için değil çağın Efendisi yapmak amacımız olmalı. Sistemin kölesi değil, sistemi iyileştirecek düşünceyi insan beynine koymak lazım. 

YORUM EKLE