Akıl, Akıldan üstündür.
Meşhur atasözümüz “Akıl, akıldan üstündür.” sözü niçin denmiştir?
*
Mevlana Hazretleri Mesnevi’de buyurur ki:
“Her şeyi anlayan, idrak eden akıl bile, dostların ayrılığı ile yayı kırılmış okçu gibi şaşırır, kalır.” (c.3, 3693)
*
İstişarenin önemi: Akıl tek başına; kuyuya düşmüş adam gibidir, kuyudan çıkmak için başkalarının yardımı gerekir. Bilgide tek başına fayda vermez, uygulama için kuvvet ister. Bilmeyenleri çözmeye sadece akıl değil yanına tecrübe, fikir, istişare gerekir.
*
Akıl, kendi sınırları içinde gezinir, feraset, basiret, kalp gözü ile sınırları aşar. Akıl'ı gözümüz gibi düşünürsek, sadece önümüzü görürüz, arkadan gelenleri tanımaya bilgi, iyi veya kötü olduğuna karar için tecrübe ister. Daha büyük akıl, daha derin bilgi için meşveret meclisleri kurulur "ortak akıl" alınır. Sadece akıllı olmak yetmez, zekide olmak gerekir. Ferasetle hissedilir, basiretle görülür, zekayla işler çözülür, akılla karar verilir, irade ile uygulanır.
*
"Akıllı düşününceye kadar, deli oğlunu everir." derler. Akıl; tüm varlık ve idrak temellerini tanıyıp karar vermesi gerekir. Akıl eksik ve kusur kabul etmez bilgisayar Hard diski gibidir, doğru karar için doğru tuşlara basmasılmalı. Akıl; daha önceki olayları göz önünde bulundurularak yol haritası çıkartır. Zekaysa basamakları tek tek çıktığını bildiği için basamakları çıkarken düşünür. Bilir ki her basamakta yeni bir düşünce elde edecektir. Akıllı adam daha çok yol alır, hedefe odaklıdır. Akıllı düşünürken zeki adam köprüyü geçer.
*
Feraset, basiret, zeka, akıl, iletişim ve hafıza birer güçtür. Her insanda bir veya birkaç melekesi öne çıkar. Ne kadar çok yeteneği var ise o kadar güçlü olur, doğru karar verir, doğru ilerler.
*
"Akıl, İslam’da, tek başına eksik kabul edilir. Bunun anlamı, aklı tek başına Hakk’a ve hayra ulaşmaya yetmez. Bu gerçek, Cenab-ı Hakk’ın akılla verdiği kullarına bir de peygamberler göndermek sûretiyle yardım etmesi düşündürücüdür. Akıl, bir insanın mes’ul tutulması için öncelikli bir şarttır. Gerçekten, her hukuk sisteminde, aklı olmayan biri cinâyet işlese ceza almaz. Cezaya çarptırılan her suçlu akıl ve şuuru tam kabul edildiğinde ceza uygulanır merhaba. Bu bile, aklın insanı yanlış hareket etmekten koruyacak bir mükemmelliğe sahip olmadığını gösterir."
*
Kur’ân-ı Kerim tarafından da muhtelif âyetlerle emredilmiştir.
“…İşleri onlarla istişâre et!..” ( l-i İmrân, 159)
“…Onlar işlerini şûrâ (istişâre) ile yürütürler …” (eş-Şûrâ, 38)
*
Terziye bile iki ölç bir biç demişler. Tek başına karar vermek zorundaysan kırk kere düşüneceksin, istişare edeceksen kırk kişiye soracaksın doğru karar vermek için.
*
Selam ve Dua ile
Veysel Bozkurt
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ab-ı Hayat Katreleri, Erkam Yayınları (islam ve ihsan)